Tepebaşı’ndan Pera’ya girerken
Küçük bir alandan geçeceksiniz
Geçmeyin
Sağda ufak bir dükkan vardır, benimdir
Kapının üstünde KÜRK TAMİRCİSİ YORGO yazılıdır
İyi havalarda kapısı açıktır
İçersi biraz loştur
Loşolsun, ben severim, böylesi daha güzeldir
Ben, karım, bir de anjel
Biz üçümüz kürk kaplarız, kürk dikeriz
Anjel elimzide büyümüştür, iyi kızdır
Hemen hemen hiç konuşmayız – içersi biraz loştur –
Yoktur ki ne konuşsak yıllarca konuşmuşuz.
Ama baksak ki birbirimize arada
– Yorulunca işten bakarız da –
Sanki herkes yeni bir haber getirmiş gibidir
Öyledir öyledir
Yüzlerimiz ona göre kesilmiş
Ona göre biçilmiştir
Çünkü insan yalnızken katettiği yollardan
Ne zaman geri dönse yeni bir haber getirir
– Doğrusu kentlerden kentlere mektuplar da böyle sessiz gider –
Ve dışardan biri geçse gözlerimiz ona dikilir
Çok görmüşümdür iş hanlarındaki terziler
Kapıları açık terziler de böyledir
Biri merdivenleri çıkmayagörsün
O çıraklar kalfalar yok mu
Dişlerinde iğneler, iplikler
Başlarını kaldırıp
Hepsi birden göz kulak kesilirler.
Her neyse
Biz karı koca masada çalışırız
Anjel yerde çalışır
Nedense hoşlanır bundan, yerde çalışır
Biraz da açık saçık giyinir – söylerim, dinlemez –
Kürkleri bacaklarının arasına sıkıştırır
Kızarsa donunu filan gösterir – söylerim, dinlemez –
Yeni evlidir, kocası burada yoktur.
Ruhi Bey derler bir adam vardır
Ne bileyim işte, böyle bir adam vardır
Cin gibidir, nereden geldiği bilinmez
Dükkanın önünde durur
Tam şurada dikilir
Git dersin gitmez
Bu kez de Anjel’e dönerim
Anjel, derim, bak kızım Anjel
– Söylerim, dinlemez –
Yeni evlisin, kocan ne der
– Hiçbir şey demez
Yeğeni vardır bir de Anjel’in
Şu karşıki dükkanda çalışır
On altı yaşlarında, çocuk
Bir gün yakaladığı gibi Ruhi Beyi
Tuttuğu gibi yakasından
Gerisini sormayın daha iyi
– Çünkü ben böyle şeyleri pek sevmem –
Hep birden karakolluk olduk
Bu olaydan tanırım işte Ruhi Beyi.
Gene mi
Evet, geliyor
Seyrek de olsa geliyor
Bakıyor bakıyor bakıyor yalnız
Anjel desen öyle
Bacaklarını dikmiş oturur
Aldırdığı bile yok
Ruhi Bey de artık fazla kalmıyor.
Edip CANSEVER