Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Çarşamba, Ekim 16, 2024
No menu items!
Ana SayfaŞair ve ŞiirŞair'e DairTarihe geçtikten sonra doğan şair | Octavio PAZ

Tarihe geçtikten sonra doğan şair | Octavio PAZ

Çekiç
yukarılarda bir yerlerde vuruyor çekiçler..
tozlaşıyor sesleri
ikindinin tepelerinden
dümdüz iniyor yapı işçileri
mavi ve hoş bir akşamın içindeyiz
burda başlıyor aylaklık günleri
tutuşuyor aniden solgun su birikintisi
yakıyor sinekkuşunun gölgesi
ilk evlere varır varmaz
paslanıyor yaz
birileri kapıları kapatıyor,
birileri gölgesiyle konuşuyor…
Ortalık karardı..caddede kimsecikler yok şimdi…
ne de şu köpeğin
yalnızlığıyla korkak yürüyüşü
korkutacak birisi kapasa gözlerini….

İspanyol kökenli bir anne ile Emiliano Zapata yanlısı yerli kökenli Meksikalı bir avukatın (Solórzano ve Josefina Lozano) oğlu olarak şu anda Meksiko Şehri’nin bir parçası olan Mixcoac kasabasında doğdu. Ailesi, Meksika İç Savaşı sırasında ekonomik sıkıntıya düştüğü için zor koşullarda büyüdü. “Tanrıtanımaz olduğu” kararına vardığı bir Katolik okulunda eğitim gördü.

1945 yılında diplomatik görevlerine başlayan Paz 1962 yılına kadar Fransa’da kaldı. Burada ünlü şair Pablo Neruda ile beraber çalıştı.

Octavio Paz, 1962 yılında Meksika’nın Hindistan büyükelçisi olarak bu ülkeye gitti. Ancak 1968’de, Meksika polisinin ve askerlerinin Tlatelolco Katliamı’nda, 300 protestocu öğrenciyi öldürmesi üzerine, hükümeti protesto ederek tüm resmî görevlerinden istifa etti.

1970-74 yıllarında Harvard Üniversitesi’nde ders verdi. Yazılarında ve derslerinde, sosyalist ülkelerdeki insan haklarına aykırı gördüğü uygulamaları eleştirdi. Bu yüzden pek çok Latin Amerikalı solcu ve örgüt tarafından eleştirildiyse de yaşamı boyunca kendini inançlı bir sosyalist olarak tanımlamayı sürdürdü.

YALNIZLIK DOLAMBACI’YLA ÜNLENMİŞTİ

Octavio Paz, “Yalnızlık Dolambacı” (El Labirentino de la Soledad) adlı Meksika kültürünü ele alan denemeleriyle ünlenmişti. 1999’da Can Yayınları tarafından yayınlanan 238 sayfalık kitabın arka kapağında yazar, bu yapıtı için şunları söylemişti:

“Yalnızlık Dolambacı, eleştirel hayal gücünün bir ürünüdür. Meksika’ya bir bakış olmak yanında Meksika’yı yeniden ele almaktadır da. Tarihin kenar mahalle sakinleri olan biz Latin Amerikalılar, Batı’nın, arka kapıdan içeri süzülmüş, modernlik gösterisine ışıkların söneceği anda katılmış davetsiz konuklarıyız. Her şeyde geç kalan bizler, Tarih’e geçtikten sonra doğuyoruz; geçmişimiz yok; olsaydı bile ondan geriye kalanların üzerine tükürürdük. Halklarımız, bir yüzyıl boyunca uyudular, onlar uyurken birileri onları soyup soğana çevirdi; artık paçavralar içindeler. Yine de, bir yüzyıldan beri, çok düşmanca görünen topraklarımızda, başka kıtalarınki kadar büyük şairler, yazarlar, ressamlar boy gösterdi. Sonunda bir gün bir Başkası’nın egemenliği altında olmayan, bizi ne Doğu’nun soğuk polis cennetlerinde, ne de Batı’nın şenliğini bölen tiksinti ve nefret patlamalarına götüren bir toplumu zihnimizde geliştirmeyi başarabilecek miyiz?”

Meksikalı yazar, edebiyat dünyasına kazandırdığı çok sayıda şiir ve makalesi de bulunmaktadır. 19 yaşındayken “Luna Silvestre” (Ormandaki Ay) adlı şiir kitabıyla şairlik serüvenine başlayan Octavio Paz, La Rama (1937), Puerta condenada (1938-1946), Piedra de sol (1957), Libertad bajo palabra (1958), Salamandra (1962), Ladera Este (1969), Le singe grammairien (1972), Vuelta (1976) ve Árbol Adentro (1987) adlı şiir kitaplarını kaleme aldı.

Octavio Paz’ın Türkçe’ye çevrilen başlıca eserleri de bulunmaktadır:

Yalnızlık Dolambacı (Deneme, Can Yayınları), Öteki Ses (Deneme), Dört ya da Beş Dünya Bir Yeryüzü (Deneme), Düşler Boyunca Yaratmak (Deneme), Çifte Alev (Okuyanus Yayınları), Çamurdan Doğanlar (Can Yayınları), Kartal mı Güneş mi? (Kelepir Kitaplar), Güneş Tacı (Şiir), Yay ve Lir (Şiir), Uzak komşu (Şiir), Seçme Şiirler (Şiir), Renga-Bir Şiir Zinciri (Şiir, Adam Yayınları).

İNSANOĞLUNU SORGULAYAN BİR DESTAN: ÖLÜM ÇİÇEKLERİ

Şair Octavio Paz ayrıca doğurgan yazın yaşamında tek bir tiyatro oyunu olan “Ölüm Çiçekleri”ni (Oyun, Okyanus Kitabevi) de kaleme aldı. “İnsanoğlunun sonsuz ikilemleri olan ölüm-yaşam, bencillik-özgecilik, geçicilik-kalıcılık karşıtlıklarını sorgulayan bir halk anlatısının esin verdiği bu destansı oyun, daha çok okumak için yazılmış. Gerçeküstücü özgün şiirsel yapısıyla Paz’ın kişisel karakterine uyuyor. Düşsel, epik, dramatik tekniğiyle Klasik Tragedyaların tadını veriyor damağımıza.”

1990 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Paz, ayrıca Alman Kitap Yayımcıları Barış Ödülü, Cervantes Ödülü, Ulusal Edebiyat Ödülü (Meksika), Premio Mondello (Palermo, İtalya) ve Alfonso Reyes Ödülü’ne sahip.

Meksikalı yazar, şair ve diplomat Octavio Paz, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerika kıtalarında yetişmiş en önemli edebiyatçılardan kabul edilir. Geniş bir felsefi ve edebi kültürel birikim içinde, devrim sonrası Meksika’sındaki kapitalist gelişmeler karşısında sürekli olarak yaşamın anlamı sorusunu sorgulayan Paz, 19 Nisan 1998’de, yani bugün, bundan 11 yıl önce kanserden yaşamını yitirdi.

 

Dokunuş

ellerim
varlığının perdelerini açar
seni daha derin bir çıplaklıkla giydirir
gövdenin gövdelerini ortaya çıkarır
ellerim
gövden için başkabir gövde yaratır

Unutuş

yum gözlerini, yitir kendini karanlıkta
göz kapaklarının kırmızı yaprakları altında.

gömül vızıldayan sesin
düşen sesin halklarına
ve uzaklarda yankılanan
dilsiz bir çağlayan gibi,
davulların çalındığı yerde.

bırak kendini karanlığa,
kendi etine gömül,
kendi yüreğine;
kemik, o mor şimşek,
kamaştırsın gözlerini, kör etsin,
mavi göğsünü göstersin akşam ışığı
körfezler ve gölgeli koyaklar arasında.

o sıvı karanlığında uykunun
ıslat çıplaklığını;
kıyıya kimbilir kimin bıraktığı gövdeni,
o köpek danteli unut.
sonsuz kadın, yitir kendini
kendi benliğinin sonsuzluğunda,
bir başka denizde buluşan bir deniz gibi
unut kendini, beni unut.

dudaklar, öpüşler, aşk, her şey
yeniden doğar
o ölümsüz, o yalın unutuşta:
gecenin kızlarıdır yıldızlar

 

Octavio PAZ şiirlerini sitemizde bulabilirsiniz…

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments