Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cumartesi, Kasım 23, 2024
No menu items!
Ana SayfaÖzlen YıldızSınav | Özlen Yıldız

Sınav | Özlen Yıldız

Kavrulan leblebinin kokusu bütün sokağı sardı. Açık pencerenin aralığından içeri dolan koku kitaplara karıştı. Güvercinlerin kanat çırpışları ile coşan çocukların taşkınlıkları, engelliyor okumamı. Sıcağı göze alarak pencereyi kapıyorum. Tam yirmi sekiz gündür aynı yeşil eşofmanlayım. Dizleri fırlamış. Annemin sesi geliyor içeriden, gene Ayla teyzeyle birilerini çekiştiriyorlar. Böyle zamanlarda hep yüksek tondan fısıltıyla konuşurlar. Kurşun
kalemin arkasındaki silgiyi küçültüyorum dişlerimle. Çıkan parçaları sol elimin parmakları arasında yuvarlıyorum. Zorlandığım durumlarda hep kalemin metal kısmını dişlerim. Arada metal dişlerime sürtünür, ürperirim. Kalem kocaman , bir öğretmen gibi karşımda duruyor. Birisi mi tutuyor onu göremiyorum. Çözemediğim her soruda kafama vuruyor. Silgisi taş gibi. Odam fazla güneş almadığı için karanlık. Masa lambam yanıyor. Kocaman gölgem duvarda. Sokağın sesleri kesilmiyor. Karşı pencerede bir çocuk, elleri demirde çığlık çığlığa. Gözü sokakta oynayanlarda. Sesi ötekileri bastırıyor, ben de varım sesi bu, yanınızda olamasam da varım.

Üzerimde yeşil eşofmanlarla sokaktayım, hayır okulun bahçesi burası. Binadan içeri giriyorum koşarak, ama yanlış binadayım. Dışarı çıkmam gerekiyor, bırakmıyorlar. Sınav başlamak üzere, bağırıyorum, sesim çıkmıyor. İçeriden gelen sesler yükseliyor. Ayla teyze annemin kahve falına bakıyor. Kızın devlet kapısından giriyor, inanmazsan bak bayrak var, görüyor musun? Üç vakte kadar. Hadi inşallah, diyor annem. Sesi umutsuz ya da kırgın. Belki de şöyle demeli, umutsuzluktan kırılmış sesi. Saç diplerinden ucuna kadar bu iki duyguyla beslenmiş bir kadın için başka ne
denir ki? Dışarıdaki kız çığlığına devam ediyor. Elimdeki peluş kedi cansız olduğu için şanslı. Yün yumağı topak oldu avucumda. Bir kısmını ısırıp bıraktığım elma kararmaya başlamış. Kokusunu duyuyorum. Eskiden de böyle miydim? Bütün kokular, sesler kafamın içinde büyüyor. Dayanılmaz oluyor.

Otobüs durağındayım. Saat ilerliyor, otobüs bir türlü gelmiyor. Sınav başlamak üzere. Hangi otobüse binmem gerektiğini, bilmiyorum. Babam yanımda bitiveriyor. Gelen otobüse biniyoruz. Şehirler arası bir otobüs bu. Trafik sıkışıyor. İleride yükselen dumanlar, patlama sesleri . Otobüsten iniyorum. Bu sefer yanımdaki ablam. Koşuyoruz. Nereye olduğunu bilmeden. Gözüm takvimde. İki ay on gün sonrası kırmızı halka içinde. Duvara bir kağıt daha yapıştırıyorum. Bugünün tarihiyle birlikte çözdüğüm soru adedi var kağıtta. Masamın dayandığı duvar rengârenk küçük kâğıtlarla dolu. Kimi üst üste binmiş. Kendi kendimin öğretmeniyim. Çocuklarla olmak, mümkün olacak mı? Annem gene dertlendi. Kaç yıl geçti okul biteli. Sorma Aylacım, hepimizin sinirleri bozuldu. O bir şey değil yaş sınırı da varmış. Bu yıl artık son şansı. Kısmetlerini de tepip duruyor.( Bu son cümlede sesi kısılıyor.)

Eczacıya yaptıklarımı anlatıyor. Pijamayla çıktı Aylacım, derken sesi utanç dolu. Sınavdayım. Annem gözetmenim. Üstünde ceket altında çizgili pijama var. Amfideki herkes ona bakıyor. Ben bakmamaya çalışıyorum. Önümde bir sürü küçük kâğıt var. Sorular onların üstünde. Annem yanımdan koşarak geçiyor. Onun rüzgarıyla saçılan kâğıtlar sarıyor etrafımı. Yerden toplamaya çalışıyorum, ben topladıkça çoğalıyorlar.
Kapı sesi. Gelen Ayla teyzenin kızı. Annem birazdan onu yanıma getirir. Ödevlerine yardımcı ol, der. Her zaman olur derim. Sıkılsam da bu böyle olur. Kız elinde defteriyle kapımda. Bu sefer yalnız gelmeye cesaret edebilmiş. Defterini alıp başlamadan önce bana bir bardak su getirir misin? diyorum. Kız hemen fırlıyor odadan.

O çıkar çıkmaz defterini açıp yazılı son iki sayfayı yırtıyorum. Sayfalar elimde, ne yapsam onları? Kitabım çarpıyor gözüme, hemen girince, hadi bakalım çözelim soruları, diyorum. Defterini alıyor, yüzünde çekingen ama memnun bir ifadeyle ödevinin olduğu sayfayı aramaya başlıyor, ama o da ne, nereye gitti bu sayfalar? Şaşkın, telaşlı çeviriyor, ama yok. Buradaydı, kesin Eda yaptı, diyor. Annesine şikayete koştu şimdi, sesi ağlamaklı. Arkama yaslanıp bir sigara yakıyorum. arasına sıkıştırıyorum. Uzun zamandır ilk defa heyecanlıyım. Kız içeri Takvimdeki işaretlenmiş tarihi sigarayla deliyorum. Karşımda büyük, muntazam bir yuvarlak var şimdi. Doğum günüme de bir delik açıyorum. Göz bebeklerimi yerleştiriyorum oyuklara. Kitaplara, kâğıtlara bakıyorum oradan. Sonra pencereden dışarı, çocuklara. Onlar birbirlerine işaret ediyorlar beni, gülüyorlar. Takvimi camdan fırlatıyorum. Elimde sigarayla çıkıyorum odadan. Annemden gizli içerdim, oysa şimdi umurumda değil. Yanlarına gidip oturuyorum. Onlar şaşkın bakıyorlar bana. Eee daha daha nasılsınız Ayla teyze.

Sınav | Özlen Yıldız

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments