Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Perşembe, Ekim 17, 2024
No menu items!

Çete Bayramı

Yarım perdelik traji-komik öykü

ÇETE BAYRAMI

Salon lacivert takım elbiseli,güneş gözlüklü,bıyıklı adamlarla doluydu.Bir araya gelmekten heyecanlı bir o kadar da tedirgindiler.İçkilerini içiyorlar,sonra ağızlarını şaplatıyorlar,bıyıklarını siliyorlardı.Sahneye bir kürsü getirildi.Kürsüye çıkan bir adam konuşmaya başladı:’Çilekeş arkadaşlarım Bugün burada hem anma hem de kutlama yapmak için toplandık.Bize çok şey öğreten mümtaz insan Abdullah Abimizi şehadetinin yıldönümünde hasretle ve rahmetle anıyoruz.Ama Abdullah Abi ölürken bile bize büyük bir iyilikte bulundu.Bizim ne zor şartlar altında çalıştığımızı tüm dünyaya gösterdi.Bizlere insan içine çıkma cesareti verdi.İşte kutlayacağımız
budur.Başta Abdullah Abi olmak üzere kaybettiğimiz tüm dava arkadaşlarımızın anısına bugünü ‘Çete Bayramı’ ilan ettik kadersiz arkadaşlarım.Kutlu olsun.’Sesi titremeye başlamıştı şişman konuşmacının.
Evet burada,İstanbul’un göbeğindeki bu 5 yıldızlı otelde Çete Bayramı kutlanıyordu.Bayramı nerede kutlayalım tartışmalarında,Zangoç Çetesi,bir dönemki iş yoğunluğundan dolayı İzmit-Bolu TEM yolunda bulunan kendin
pişir kendin ye tesisi olan Vakkas’ın Kulübesi’ni önermişti.Önerinin hatırlattığı mekan toplantıda bulunan çete mensuplarının gözlerini yaşarttı.Hep beraber hey gidi günler hey dediler.Eski çeteciler yenilere o günleri iştahla anlatmaya başlamışlardı bile.Yavuzcan müdahale etti.Sonuçta öneri reddedildi.Gecenin bu otelde yapılmasına karar verildi.Sonra bu otel sıradan bir otel değildi.Bu otelde nice düğünlerde çetelerin resmi ve sivil elemanları
birlikte omuz omuza halaya durmuşlardı. Gecenin yapıldığı salonda çeşitli pankartlar asılmıştı:”Ne İtalyan
mafyası,ne Japon yakuzası,kahramanlar kahramanı Türk çeteleri”,”Yerli malı yurdun malı herkes yerli çete kullanmalı”,”Türkiye bizimle gurur duymalı,duyuyorda”.Aslında bir iki tane daha getirilmişti ama onların
asılmasına izin verilmemişti.Milli güvenliğe ve çete ruhuna aykırı bulunmuşlardı.Onlarda da şunlar yazıyordu:”Sigorta ve sendika istiyoruz”,”Biz bir gün çalışmazsak dönmez bu yalan dolan çarkı”.Şişman
konuşmacı konuşmasına devam etti:”Şimdi sizleri kaybettiğimiz tüm dava arkadaşlarımızın anısına saygı duruşuna davet ediyorum.Saygı duruşu esnasında üç bölücü işadamı çeşitli silahlarla imha edilecektir.Ancak roketatar kullanmak yasaktır.”Herkes ayağa kalktı,huşu içinde başları önde beklemeye başladılar.Sahneye üç adam getirildi.Kurbanların yerini almasıyla silahlar çekildi,kurşunlar,el bombaları adamların üstüne yağdı.”Şehitlerimiz bizimle yaşayacaklar” sözleriyle saygı duruşu bitirildi.”Teşekkür ederim arkadaşlar”dedi şişman konuşmacı ”gecemizin hayırlı geçmesi,başımıza kaza-bela gelmesin diye kan akıttık.Hayırlı olsun”Salonda yine alkış fırtınası koptu.Arka masalarda oturan Tamkoç çetesi mensubu Deli Hamdi yanındaki Tilt Cemal’e dert yanıyordu.”Abi benim attığım el bombası patlamadı.Ne şanssız adamım yahu”Tilt Cemal cevap verdi”Tabi patlamaz salak,sen el
bombası diye tuzluğu attın.Baksana tuzlukları el bombası şeklinde yapmışlar”.”Abi”dedi öteki yanında bulunan Gerzek Arif.”Tabancanı unutmuşsun masanın üstünde”.”Tabanca değil o salak”dedi Tilt Cemal.
”Kürdan o kürdan,tetiğe basınca kürdan çıkıyor,dişlerini temizliyorsun”.”Ben korkarım,şeytan meytan doldurur”dedi Gerzek Arif. ”salak”dedi Tilt Cemal ”bizim olduğumuz yerde şeytanın ne işi var” Sonra hep beraber kadeh kaldırdılar çetelerin sağlığı ve yaratıcı aklı için.Şişman konuşmacı geceye gelen mesajları okuyordu:”Hepinizi gözlerinden öper,başarılarınızın devamını dilerim netekim”Başka bir mesaj:”Bayramınızı kutlar,başarılar dilerimdir sevgili peçeteci kardeşlerim.Bu mutlu ve hüzünlü gecenizde bulunamamaktan dolayı üzüntü duyduğumu belirtmek isterimdir sevgili peçeteciler.Devlet sizinle olsun”En çok kahkayı ve en çok alkışı bu mesaj aldı.Sıra son mesaja gelmişti:”Her zaman göreve hazırız.Bugün en büyük gündüt kutlu olsun.Bu günün anısına size bir şiir yolluyoruz.İmza:Tunceli’de görev yapan bir grup Haydar.”Şiiri okuyorum dedi şişman konuşmacı.”ŞİİR-Elimizde silahlar/Boynumuzda dürbünler/Vatan sana canım feda/Biz gideriz kelle
almaya hey/”,”Şimdide bizden bir arkadaş şiir okuyacak” dedi şişman konuşmacı.Haskoç çetesinden Aydın Ali’yi davet etti kürsüye.Gür ama titreyen bir sesle okumaya başladı Aydın Ali.”Çeteler geçiyor yeşil- kırmızı pasaportlu/Çeteler geçiyor yüzlerce leşli/Çeteler geçiyor devlet için kurşun atan/Canım feda olsun bu şerefli çetelere/”Aydın Ali bir şiirden diğerine geçiyordu.İyice coşmuştu,yaşlar süzülüyordu yüzünden.Çok duygulanmıştı.”Toprağı sıksan çete fışkıracak çete/Bizimle yola çıkanlar nerde/Baş koymuşum bu yola bende/Bize sahip çıkanlar şimdi nerde/Hani nerde/”Aydın Ali’yi yerine zor oturttular.Sırada ‘Çetelerle Dayanışma Vakfı’na gelir sağlamak için düzenlenen açık artırma vardı.Bir çift ayakkabı,bir kalem ve bir telefon satılacaktı artırmada.Ama sıradan eşyalar değildi bunlar.Abdullah Abi dönemin İçişleri Bakanı’nı eleştiren gazeteciyi vurmaya giderken bu ayakkabıları giymiş,bu telefonla işin bittiğini haber vermişti Bakan’a.Kalem ise gazeteciye aitti.Diğerleri yüksek paralara alıcı bulurken kaleme pek talip çıkmamıştı.Kalemi Yavuzcan”Abdullah Abi bu kalemi aldığına göre bir hikmeti vardır herhalde,kesin kurşun atıyordur bu kalem,hem bir kalem başka ne işe yarar ki”diye düşünerek almıştı.Gece geleneksel çete halayının çekilmesiyle son buldu.O gece otelden çeteciler büyük bir memnuniyetle ayrıldılar.Senede bir kezde olsa hatırlanmışlardı.Ne büyük bir mutluluktu.Devlet her zaman başlarını okşayamazdı ya.Bu da yeterdi.Allah devlete zeval vermesindi.Amindi.

YAZARIN NOTU:Otel dışında karanlık ve sessizlik hüküm sürüyordu.Zulüm
karanlığı ve sessizliği.Oysa karanlığı aydınlığa çevirmek
isteyen,sessizliği çığlıklara döndürmek için çalışan yürekler vardı.Ve
öyle kısır değildi dirençleri.Onlar için şöyle deniyordu:

”Yekpare mermer dediler adlarına
Bazen kıyılarda çığlıkçığlığa
Bazen doruklarda sessiz
Karanlığın silinişiydiler oysa
Sessizliğin tükenişiydiler
Ve yaşamın anlam kazandığı her anda
Doğanın birdenbire sevilişiydiler”

Hüznü isyana çevirenlere ithaf ediyorum.Sevgilerimle.

S. YILDIZ
03.11.2000
İstanbul/Türkiye

”VE ZULÜM KORKAK BİR BEZİRGAN GİBİ ÇEKİP GİDECEKTİR HAYATIMIZDAN”

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments