“Bir kez bile sızlanmadım” dedi. Gözlerini kısarak sözünün sonunu şöyle getirmişti “Artık o bahsedilen inek cennetine gitmek istiyorum”
Onu rahatlatan belki de yalnızca bu umuttu. Hindistan derler bir cennet mekan varmış. Kendi gibi ineklerin özgürlük içinde, kafalarına göre yaşayıp hiç bir kısıtlama olmadan dolaşabildikleri bir yermiş. Yıllardır bu hayalle yaşadı zavallı dostum.
Bir gün ısmarlarsa iki bardak sütünü içip sohbetini dinlemek için dostumun yanına gitmeye karar verdim. Kapıda yaşlı sahibine rastladım. Selam dahi vermeden “Ölecekti. Kavurmasını yaptık” dedi. Ansızın elindeki küreği bırakıp içeri koştu ve elinde bir tencereyle döndü. Benimde onun üzerinde hakkım olduğunu söyleyip kavurma tenceresini bana uzattı. İyi adammış gerçekten, süt içemesem de kavurmasını yedim dostumun. Mekanı cennet olsun.