yıl dört mevsim on iki ay
yıl üçyüzaltmışbeş gün
olur olmaz yerinde
gecenin ve gündüzün
tenimde uyanıyor senin
çığlık çığlığa tenin
kütür kütür kırmızı
kanıyor elimde bir karpuz
ne bir uyku gecelerimde
ne düş ne bir huzur
elmaya sakalımı sürtüyorum
yanakların düşünce aklıma
eğilip alıyorum kirazı ıslak
dudaklarını alır gibi ağzıma
gözlerinden akıyor ardarda kaç kuğu
sonra bütün kuğu eğimleri boynunda
omuzlarında sırtının oluğunda
saçların bir gümüş uğultu
uçup uçup ellerimi arasan
memelerin değirmi buğusu
belin
belinin çukuru
deli edecek beni
durduk yerde başlayan
kalçalarındaki müzik
ve çisil çisil uyanmış
bulutları kıvırcık..
felâket hüzün
her bahar bir kuş uçursa hüznün
sevgilim kuş bahçesine döner yüzün
büsbütün uçurmalı oysa geceme seni
bilerek isteyerek unutup herşeyi
açlığı şurada kavgayı orada
militanı sorguda işçiyi sokakta
parmaklarımızda gün boyu güneş
böğürtlen yer gibi temmuz tepelerinde
mosmor sevişmeliyiz seninle sabaha kadar
Nevzat ÇELİK