Rüzgar saçlarımı tarıyor, anaç
parmaklarını geçiriyor saçlarımdan.
Anının kapısını açıyorum
Düşüncem çıkıyor, çekip gidiyor.
Başka seslerdir taşıdığım,
türküm başka dudaklardan,
Anılarımın mağarasının
tuhaf bir aydınlığı bile var!
Yabancı toprakların meyveleri,
bir başka denizin mavi dalgaları,
başkasının aşkları, adını anmaya
yüreğimin elvermediği acılar.
Ve rüzgar, anaç elleriyle
saçımı tarayan rüzgar!
Gerçeğimi gece alıp götürüyor,
ne gecem var ne de gerçeğim!
Yol ortasına yatıyorum,
beni çiğnemek gerek yürümek için.
Yürekleri çiğniyor beni, şarap
ve düşle esrik yürekleri.
Kıpırtısız köprü, yüreğini
sonsuzlukla bağlıyorum.
Ölseydim birdenbire
bırakmazdım şarkı söylemeyi.