Ah işte her şey orda…
Ben severim omuzlarımı bir gün
Sırmaları, apoletleri olmasa da.
Ben severim omuzlarımı bir gün
Göçen bir maden direğinin altında
Su akar kendir tarlalarından
Ah her şeyim…Ben severim omuzlarımı bir gün
Savaşta bir başka omuzun yanı başında
Yatakta bir ince omuzun yanı başında
Yol uzun, hava sıcak
Kırbaçlarım atımı varırım Kurtuba ya…
İndiğini görürsem bir gün sığırcıkların
ve sürüler halinde,ovaya
İnsanların dünyayı bölüştüklerini hatırlarım
Bir gün daha…
Sevişirim ölürüm, savaşırım, ölürüm
Doldururum çantama kara ekmek ve peynir
Varırım Kurtuba ya…
´saat beşte akşamleyin´
Ah ellerim ve kalbim
Her şey orada kaldı.
Keçeler keçeler ve portakallar
Kireç döktüler yere. Kara gözlüm, kalbim,
Halkımın fakir akşamlarıdır, biliyorum
Kanlı bir mendil diye bağlanan gözlerime
Kireç döktüler yere,
Bir duvarın dibinde
Bir deppoyun önünde
Kiraz ağaçlarına ve sığırcıklara karşı
…….
Bir halkın gösterişsiz, sessiz cömertliğinde
Ölüm nasıl söylenirse öyle
İspanyol dilinde ve her dilde…
obra
completas
Artık kat’iyen biliyoruz;
Halk adına dökülen kan
Sapı gül dalı güzelliğinde bir bıçaktır.
Dişlerin arasında…
İspanya’da
ve her yerde…
Turgut UYAR