Seherde uğradım ben bir güzele
Dedim sarhoş musun söyledi yoh yoh
Ağ elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır söyledi yoh yoh
Dedim sırma nedir dedi telimdir
Dedim İnce nedir dedi belimdir
Dedim Emrah nedir dedi kulumdur
Dedim satar mısan söyledi yoh yoh
Ercişli Emrah
Hayatı ‘bir masalın sisli, görüntüleri arasında gömülü kalan Ercişli Emrah, Erzurumlu Emrah’la karıştırılmıştır. XVII. Yüzyılın ilk yarısında yaşadığı sanılan Ercişli Emrah, Erciş kafesine bağlı bir Karakoyunlu köyü olan Egans’ta doğmuştur. Erciş kalesinin başbuğu Miroğlu’nun sazcısı Aşık Ahmet’in oğludur.
Genç yaşta Miroğlu’nun kızı Selvihana aşık olarak sevgilisinin ardından İran ve Azerbaycan’ın batı kesimlerini gezmiş, gördüklerini duru bir Türkçe ile anlatmıştır.
Emrah ile Selvihan hikayeleri Doğu ve Güney Anadolu’da birbirinden farklı beş ağızda söylenmektedir. Bu ağızları karşılaştıran Ali Saraçoğlu aşağıdaki belirlemeleri yapmaktadır:
Emrah ile Selvihan hikayesinin Erzurum ağzı yedi, Erciş ağzı Emrah ile Selvihan hikayesi ise başlıca on parçaya bölünebilir.
Aşk, her iki ağızda da bir nevruz sabahı başlar. Emrah, Çelebibağı (Ercişin 5 kilometre batısında, Van gölü sahiline kurulmuş tarihi bir köy) yöresinde Şeker bulağının üstünde, uyurken pir elinden pir dolusu bade içerek Selvihana aşık olur.
Erzurum anlatışında sevenler Emrah, Şah Abbas, Tiflis hakimi Kuğu Han’ın oğlu Mirze Ali, Sevilen: Selvi, Aldatıcı Kuğuhan ve Selvi’nin kardeşleri, Yardımcı: Yağıp Han, Selvi’nin tayası Nazlı, Emrah’ın babası Aşık Ahmet’tir.
Erciş anlatışında Selvi’nin kardeşleri yoktur.
Gaziantep anlatışında (Ali Rıza Yalgın derlemesi) Aşık Ahmet Erciş’e hariçten gelir. Selvi İran padişahının kızıdır. Emrah, Erciş’te bade içerek İran’a Selvi’yi aramaya gider. Hikayenin kahramanları Emrah, Selvi, Aşık Ahmet, Serverşah, Acemşah, Haramiler başı Ahmet Turan’dır.
Erciş anlatışı ile Gaziantep anlatışının birlik motifi, Emrah’ın esirliğidir. Gaziantep anlatışında Emrah Haramiler başı Ahmet Turan’ın, Erciş anlatışında ise Ağrı dağında bir mağarada Kurtlarının başının elinde uzun zaman esir olarak kalır.
Erciş anlatışında “Selvi” adı “Selbihan” olarak geçer.
Erciş ve Erzurum anlatışlarının birleşik motifi önceleri Selbihan-Selvihan’ın aşık olan Şah Abbas’ın, sonradan Emrah’ın ve sevgilisinin koruyucu ve kurtarıcıları oluşudur. Yedi, parçaya bölünebilen Erzurum anlatışının ikince ve üçüncü kısımlarında Emrah üç defa hasım aşıklarla meydanlaşır.
1- Erciş’te Miroğlu’nun sarayında babası Aşık Ahmet’le
2- Horasan’da Hasan Han’ın divanında Lezgi Ahmet’le
3-İsfahan’da Şah Abbas’ın huzurunda Aşık Abbas’la. Emrah, bu üç meydanlaşmada da hasımlarını mat ederek sazlarını almaktadır.
Ali Rıza Yalgın derlemesinde Emrah, Koca Aşık ve Servarşah ile meydanlaşmakta, her ikisini de mat etmektedir.
Bu iki hikayede ve şiirlerinde Divan tesiri yok denecek kadar azdır. Emrah ile Selbihan hikayesinin Erciş ağzı:
1- Emrah’ın çocukluğu,
2-Babası ile Miroğlu’nun divanında meydanlaşması,
3- Şah Abbas’ın veziri Şah Budak’ın Van kalesini muhasarası,
4- Şah Budak’ın adamlarının Erciş’te, Hayvan bahçesinde Selbihan’ı kaçırarak İran’a götürmeleri,
5- Emrah’ın Selbihan’ı aramaya çıkması ve Şah Abbas’ın yanında bulması,
6- Emrah’ın Şah Abbas’ın aşıkları ile meydanlaşması,
7- Erciş’e dönüş,
8- Kuğuhan’ın oğlunun Selbihan’ı kaçırması,
9. Emrah, Kuğuhan’ın yüzünde ve işkencede,
10- Yağıp Han’ın yardımı ile Emrah’ın zindandan kurtuluşu, ikinci dönüş ve son parçalarına bölünmüştür.
Her üç anlatışta da adlarının değişik olmasına karşılık bazı kahramanlar aynı hareketlerde bulunmakta, aynı olaylara sebep olmaktadırlar. Bunlardan başka adları ve sebep oldukları olaylar aynı olan kişiler üç hikayede de esas kahramanlardır. Hikayede sözü edilen Van kuşatması 1605’te başlamış ve Kuyucu Murat Paşa’nın sadrazam olduğu 1610 tarihine kadar sürmüştür; Ercişli Emrah’ın o yıllarda aşka tutulduğu ve aşağı-yukarı 18-20 yaşlarında olduğu düşünülürse, doğum tarihinin 1585 olduğu söylenebilir.
Eserlerinden bazıları:
1
Ağalar gurbetten geldim
Geldim ki nazanım gitmiş
Sılam bana hor göründü
Salınıp gezenim gitmiş
İçmişim ezel şarabı
Yine kavuştur yarabbi
Destinde aşkın kitabı
Okuyup yazanım gitmiş
Hasret içtim elde bade
Oldu efganım ziyade
Ördek uçtu kaldı ada
Göllerde yüzenim gitmiş
Bir dahi saz almam ele
Mailim ben tatlı dile
Top zülfünü ince bele
Tarayıp düzenim gitmiş
Bir dahi içmeyem bade
Kuzum seni vermem yade
Süt beyaz üstüne sade
Giyinip tozanım gitmiş
İstemem bahçeyi bağı
İçirdiler bana ağı
Beyaz fese penhe bağı
Bağlayıp gezenim gitmiş
Bu dünya böyle kalırsa
Küffardan öç alınırsa
Va’de gelüben ölürsem
Mezarım kazanım gitmiş
Dün gece gördüm düşümde
Civan duruyor karşımda
Tarihim mezar taşımda
Okuyup yazanım gitmiş
Emrah eder nedir bela
Baba düştüm gurbet ele
Yine saz alayım ele
Eyveh ki nazanım gitmiş
(Emrah der ki hele hele
Baba kalk gidelim yola
Bir daha saz almam ele
Sazımı düzenim gitmiş)
2
Bir (y)iğit gurbete çıksa
Gör başına neler gelir
Sılası fikrine düşer
Yaş gözüne dolar gelir
Kalemnen çekilmiş kaşlar
Gözümden akıttım yaşlar
Yuvasın terk eden kuşlar
Yuvam diyer döner gelir
Emrah diyer servi boyun
Hürü melem midir soyun
Sürüden ayrılan koyun
Kuzum diyer meler gelir
3
Seherde uğradım ben bir güzele
Dedim sarhoş musun söyledi yoh yoh
Ağ elleri boğum boğum kınalı
Dedim bayram mıdır söyledi yoh yoh
Dedim ala nedin dedi gözümdür
Dedim şeker nedir dedi sözümdür
Dedim alma nedir dedi (y)üzümdür
Dedim öpeyim mi söyledi yoh yoh
Dedim İnci nedir dedi dişimdir
Dedim kalem nedir dedi kaşımdır
Dedim onbeş nedir dedi yaşımdır
Dedim daha var mı söyledi yoh yoh
Dedim ölüm nedir dedi aynımda
Dedim zulum nedir dedi boynumda
Dedim turunç nedİr dedi koynumda
Dedim ver ağzıma söyledi yoh yoh
Dedim sırma nedir dedi telimdir
Dedim İnce nedir dedi belimdir
Dedim Emrah nedir dedi kulumdur
Dedim satar mısan söyledi yoh yoh
3
Tutam yar elinden tutam
Çıkam dağlara dağlara
Olam bir yareli bülbül
İnem bağlara bağlara
Birin bilir binin bilmez
Bu dünya kimseye kalmaz
Yar ismini desem gelmez
Düşer dillere dillere
Emrah der ki bu günümdür
Arşa çıkan tütünümdür
Yare gidecek günümdür
Düşsem yollara yollara
4
Uca dağların başından
Perim güle güle gelir
Ondört onbeş nazeninnen
Elin vermiş ele gelir
Yeriyip terliyip izi
Humarlanıp ala gözi
Deriptir deste nergizi
Terin sile sile gelir
Emrah diyer üç-ce bayram
Olam gözlerine hayran
Ya maraldır ya da ceyran
Düşüp çölden çöle gelir