kendi katline ilişmiş
şu benim sürgün ömrüm
sonrası intihar kokan bir sevda
uçurumlarda
uçurumlar kendi diliyle anlatılır
düşecektim ya, sanki sen atıldın birden boynuma
göğe yaz göğe yaz uçurumlar da aldatılır
kanıyorsa kan revan, ömrün
uçurumlarda yaslı ülkeler ağlatılır
bir gül’dür benim ülkem
uslanmaz ve sulayan kendi gövdesini
yollarını süngülerin
rahmetini buzulların kestiği
daha sınıra vuruyorum/sınırsız vuruyorum
ey ülke, rahmine al ve yeniden doğur beni
ben de o şarkının girişindeki
sözlere vuruyorum/apansız vuruyorum
bu yüzden sesim,
şimdi yakılmış defterlerdeki
tartılsam ağırlığımca hüzün gelirdim
artarken gecelerde siren sesleri
ben de o cinayetlere sınamıştım gövdemi
kapımda kül ve yaftalı cinayet bekçileri
sesim,
bu yüzden o eski ölümlerde kan lekeleri
sesim,
ağırlığımca zincirlerdeki
daha ölüme vuruyorum / ölerek vuruyorum!
sesim,
fırtına sonrası karaya vuran cesetlerdeki
sesim,
o kanlı gömleklerdeki
bu yüzden ben de faili meçhûl bir cinayetim
bulun benim katilimi!
Yılmaz ODABAŞI