Üç yaşında anam düştü hayat künyemden
beş yaşını daha doldurmadan babam
Ben, gurbet çocuğu…
Alnımda Paladöken’in yetim yeli
yüzümde öksüz selvilerin serinliği
lehim vuruyorum gurbete
bir de hicrana…
Karasevdama…
Peki, nerde benim künyem
geçmişim ve geleceğim nerde?
Bundan böyle
tahta çekiçle dövülsün acılarım
demir balyozla hülyalarım…
Ben, gurbet çocuğu…
Gözlerimin ışığında gurbetim
ellerimin nasırında sılam
gençliğimi lehimliyorum
Ömrüm, hülyalarına nakış olsun
rüyalarımın kızına…
Anası da babası da ben olurum
ben, gurbet çocuğu
yetim öksüz komam aşkımı sevdamı
severim seni…
Taştan olmasa da tahtadan tenekeden
çıkarırım ekmeğimi
Yeter ki sev beni…
Refik DURBAŞ