Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cumartesi, Kasım 23, 2024
No menu items!

YAZ

 

Sevdiğim yaz geldi yine
Karıncalar ve sineklerle çıktık yeryüzüne
Barbunla lüferle marulla zeytinle
Uzaklarda kaldı nisanları basan sis, bun, yağmur
Karadeniz’de bir mavi, çocuklar sevinsin diye
Şairler sevinsin diye sevdiğim, yaz geldi yine

Altmış sekizdeyiz. Kırkı ve elliyi gördük.
Altmışın içinde yaşadık, suç işledik
Bildiriler. Beş Mayısta Saat Beşte Kızılay’da
Ve hepimiz biryerlerde işi olan
Ankara devrime üs kimliğinde

Yedi yaşındaydık kırklarda, üç yıl gittiler askere
Övündüler savaşa girmedik diye, hâlâ övünmedeler
Yedi yaşında kuraldır aç gitmek okula
Çürüyen buğdayların yanında, kürklerin ve pırlantaların yanında
Aç gitmek okula, öğlen belki bir simit bir portakalla
Sıska olmak, çirkin olmak, utanmak ayağından
-Ki sürer gider etkileri sonra-
Dişlerdeki hastalıkla saçlardaki hastalıkla
Ellerde sırasız titreme ve çarpıntı
Ürkme utanmaktan utanmaktan
Şeker bulamama top bulamama bebek bulamama
Defter kalem kitap günler süren ağlamalarla
-Ki her yalnızlıkta sürer gider sonra-
Övündüler:
-Savaş bizden uzakta
Savaş bizden uzakta, bizim hünerimiz ve aklımızla
Öyleyse bir villa daha, bir kürk daha, bir avrupa daha
Kara taşıtlarda bembeyaz besili kahkaha
Bir demet maydanoz bir sepet yumurta bazan da
Aylık elli lira ve asker tayını doksan kuruş karşılığında
Kara kara kara
Ankara

Dışarda savaş.Yeni bir roma yapılırken
Eski bir roma yıkılmada
Kurtların türküyle gezindiği bir dünya
Ve köpekler uzun bir bahar kızgınlığında
Kan, ateş, bitmeyen açlık, çürüyen Avrupa
Tröstleri, bankaları, borsalarıyla
Erdem ve yiğitlik ve kancıklık en keskin yanlarıyla
Ve Asya, Asya ağır bir kuştur uzun uykularda

Pay verir bir yerlerinden, uyusun diye boyuna.
Yıl Elli. Yaz gelmişti sevdiğim yine
Sanmam ki yaş onyedi olsun o yaşlılığımızla
Sanmam ki o kadar olsun çocuk kalmışlığımızla
Kim karıştırdı herşeyi, ne hakla, ne diye
Nasıl birikmiştik bu kadar acele
Sevgiyle, utançla, boşvermeyle, kinle
Bağışlamayla, bozan sulandıran bağışlamayla
Mayıslar güzeldir.Yiğittir taş yontucular
Suları delikli taşlardan geçiren
Türkücüleriyle, küfürbaz balıkçılarıyla
Mezar kazıcılarıyla, salyangoz devşiren kızlarıyla
Geveze ve güleç kadınlarıyla, yün iğiricileriyle
Kıran görmüşleriyle, açıkgöz pazarcılarıyla
Hele devrimcileriyle, hele devrimcileriyle
Yanıla yanıla yanılmaz olan devrimcileriyle
Mayıslar güzeldir.
Oynar sabahlaradek baylar ve bayanlar kanser adına
Acınır körlere ve yoksullara makbuz karşılığında
“Eşsiz insan ve değerli” kara manşetler
İşsiz işadamlarına

Yaz geldi sevdiğim naftalinli giysilere
Küflenmiş turşulara bozulmuş reçellere
Otura otura kokmuş bilinç uzmanlarına
-Ey kendini kimya sanan o geçersiz kimya-
Aptalıyla, âşığıyla, dertlisiyle
Kalem kaşlısıyla başı bitlisiyle
Naylon çoraplısı uyuz atlısıyla
Yaz geldi Anadolu’ya
Anadolu’ya

Ey kendini kimya sanan o geçersiz kimya
Sen otur yerinde, sakın kıpırdanma
Bir toplumcu İsa gibi uğra arada bir
Kıyıda dur, ortada bulunmak için sırasında
Mayıs kendi sularından iner Anadolu’ya
Mayıs kendi dağlarından iner Anadolu’ya
Sevdiğim yaz geldi yine

Gülten AKIN

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments