Alper Çeker’e
Gezdikçe kendinde ne şehirler bulacaksın
Hatırında sakladığın çarşılar bulup çıkaracak gölgeni
Eski yazların ölü vakitlerinden
Tanıyacak seni arda burda tüm dalgınlıkların
Razı etmeye çalışacak yine hayallerin
Peşlerine takılmaktan başka çaren olmadığına
Ne görsen eski, neye dokunsan ilk özlediğin kadar ulaşılmaz
Doğmuş olmak için doğmayan sen
Çok uzaktan atılmış bir mektup gibi vardığın şehirlerde
Durma ara sebebini her an aşktan ölmenin
Git bir ucundan öbürüne yalnızlığının
İçinden ırmak geçen bozkır şehirlerinde
Açık denizlere akmak isteyen bir çocuk var mı bak
Şaşırıp Tanrı’nın kağıttan bir gemi bile yapamayışına
Kendine düşeni yaptın sen,
Katıksız bir hüzün duydun parklarda,
Meydanlarda ağlayışın saatini sordun,
Âşıklardan önce gittin buluşma yerlerine.
Şimdi biliyorsun her an öldüğünü
Çağırdıkça içindeki şehirler hatıra limanlara
Böyle başladı bu gezmek sevdası, böyle de biter
Olmayan bir gemi, olmayan bir denize iner
Susmak gibi Adnan, anladın belki sonunda,
Bir gün Şardağı’nda, bir gün Amazona’da.
Gittikçe kendinde ne boşluklar bulacaksın,
Doğmuş olmak için doğmayan sen,
Yazacaksın hiçbir gezginin yazmadığını:
Bırakalım Tanrı düşünsün, var olup olmadığını…
Adnan ÖZER
(Yasakmeyve 20, Mayıs-Haziran)