Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Pazartesi, Aralık 23, 2024
No menu items!

ÖZLEM

 

erken kanepeye uzandığında sen
boynuzsuz bir geyik yeşile çalıyor
iki dal çatallanıp karşılıklı uzuyor
dönüp bakıyorum dalıp bakıyorum
ilk viyadüğü pas geçiyorsun rüyanda
ikincisini üçüncüsünü ve ne varsa
kötü anılar edinmeyeceksin bu iyi
misafirini bekleyen takımı açıyorum
her tabakta gül bir başka soluyor
oysa gül kırmızıdır hangi rengi açsa
değilse büyük sular rahat durmaz
denizin köpüklü atları martılar
bulutlanır üstümüze bembeyaz

bir solcu asılacaksa mesela deniz
sicim yüz metrede bir peşin ingiliz
vadeye döküldüğünde çin seddi
neyse ki inek bir kere hindistan
şarap enine üzüm bağları
boyuna iki göz peri bacası
sen bademin uyuyakalmış hali
inceliğin buğulanıyor bir tamam
demek gece henüz bar bile değil
dönüp bakıyorum dalıp bakıyorum
sadece gözlerine mi orana burana
kasıklarının ağdasından kaçan
bir kılın aykırı yatışına
kim bilir kaç sevişme
ezilmiş çimen tadı
ağzımızda

konuşuyorum seninle baktığımdan çok
sevdiğim bütün kadınlar özlem oluyor
sende mevsimler sırasını bozmuyor
coğrafya kitaplarına uygun soyunuyorsun
saçını ne kadar bıraksan o kadar uzuyor
dönüp bakıyorum dalıp bakıyorum sana
hırızmasını kaybedip halhalını arayan
arı kovanına dalıp bal gibi çıkan
ayrıntılarda adamı adam gibi yapan
seni sabahlara kadar bıraksam
ağlamasız bir çocuk gibi yatarsın
sen beni mutlaka baba yaparsın
kim bilir bana daha neler yaparsın
sen işte galaksileri kişisel kılan
sen işte gölgesi boyuna yakışan
sanal değil tepeden manzara
ayrıca doğru söylüyorsun
bir ceylan otobana çıkabilir
asfalta düşerse oryantal
sen işte burada
kalabilirsen
uzun
kal

Nevzat ÇELİK

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments