Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cuma, Aralık 27, 2024
No menu items!

HAYÂL ŞEHİR

 

Git bu mevsimde, gurub vakti, Cihangir’den bak!

Bir zaman kendini karşındaki rü’yâya bırak!

Başkadır çünkü bu akşam bütün akşamlardan;

Güneşin vehmi saraylar yaratır camlardan;

O ilâh isteyip eğlence hayalhânesine,

Çevirir camları birden peri kâşânesine.

Som ateşten bu saraylarla bütün karşı yaka

Benzer üç bin sene evvelki mutantan şarka.

Mestolup içtiği altın şarabın zevkinden,

Elde bir kırmızı kâseyle ufuktan çekilen,

Nice yüz bin senedir şarkın ışık mimârı

Böyle mâmûr eder ettikçe hayâl Üsküdar’ı.

O ilâhın bütün ilhâmı fakat ânîdir;

Bu ateşten yaratılmış yapılar fânîdir;

Kaybolur hepsi de bir anda kararmakla batı.

 

 

 

Az sürer gerçi fakir Üsküdar’ın saltanatı;

Esef etmez güneşin şimdi neler yıktığına;

Serviler şehri dalar kendi iç aydınlığına,

Ezeli mağfiretin böyle bir ikliminde

Altının göz boyamaz kalpı kadar hâlisi de.

Halkının hilkati her semtini bir cennet eden

Karşı sâhilde karanlıkta kalan her tepeden,

Gece, bir çok fıkarâ evlerinin lâmbaları

En sahîh aynadan aksettiriyor Üsküdar’ı.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments