Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cuma, Kasım 22, 2024
No menu items!

EKİM ORTASINDA

Hem azar azar hem de alabildiğine bol
bağışladı bana yaşamayı,
ah ne anlamsız işti o:
bu damarlar gezdirdi hep
seyrek gördüğüm bir kanı,
çok bölgenin havasını soludum
kendime en küçük bir örnek saklamadan
ve hepiniz bilirsiniz olanı en sonunda:
götürenimiz yok varlığından hiçbir şey,
ve yaşam iğreti bir iskelet oldu ancak.

Bir güzelliği varsa doymamak oldu
üzüntüden, sevinçten,
belki beklememeli son bir damlayı,
artık bir şey ummadan bal ve karanlıklardan.

Cezaya çarpıldım belki de:
mahkum edildim belki de mutlu olmaya.
Şurda belirtirim ki hiç kimse
yanımdan geçmemiştir benden pay almadan.
Dirseğime kadar daldırdım kaşığı
bana karşı gösterilmemiş bir düşmanlığa,
mutsuzluğuna başkalarının.
Söz konusu değil kazanç, defne çelengi,
pek az bir şey sadece: ne yaşayabilmek
ne de soluk alabilmek bu gölgeyle,
bu başkalarının gölgesiyle kuleler kadar
sizi gömen acı ağaçlar gibi,
dizinizi yaralayan taşlar gibi.
Ağlarsan iyileşir kendi öz yaran,
şarkı söylersen iyileşir kendi öz yaran,
ama kan akıyor senin kendi kapında
dulun kanı, yerlinin, yoksulun, balıkçının,
ve maden işçisinin oğlu, onca yanık arasında,
tanımıyor babasını.

Çok iyi, ama görevim
ruhun bütünlüğü oldu:
senin soluğunu kesen zevk iniltisi,
göğüs geçirmesi budanmış bitkinin
ya da eylemin niceliği.

Severim büyümeyi sabahla birlikte,
güneşte kabarmayı, tüm mutluluğu içre
güneşin, tuzun, deniz ışığıyla dalganın,
ve yüreğim köpüğün bu yayılmasında
kendi devinmesini kurdu:
en son derinlikte büyümek
ve kuma serilip ölmek sonra da.

Kara Ada Şiirleri / Çev: Said Maden

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments