Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cuma, Kasım 22, 2024
No menu items!

YİTİK MEKTUPLAR

 

Benim için yazdıkları ne varsa
görmez gibi okuyorum geçerken,
bana yöneltilmemiş gibi
o haklı ya da kıyıcı sözler.
Yadsıdığım falan yok
iyi gerçeği, kötü gerçeği,
bana sunmak istedikleri elmayı
ya da almış bulunduğum zehirli gübreyi.
Başka şeyden söz ediyorum.
Tenimden, saçlarımdan,
dişlerimden,
yandığım şeyden mutsuz saatlerde:
gövdemle gölgemden söz ediyorum.

Niçin diye sordum kendime, sordular bana,
sevgisi de, sessizliği de olmayan başka biri
açar çatlağı ve bir çiviyle
vura vura
ulaşır tere, oduna,
taşa ya da gölgeye
bunlar öz varlığımken benim?

Niçin uzaktan gördüğüm dokunur bana,
ben ki varolmayanım, çıkmayanım,
dönmeyenim,
kuşları alfabenin ah neden korkutur
gözlerimi, tırnaklarımı?

Eli mi sevindirmeli, kendim mi olmalıyım?
Kimin oluyorum ben?
Nasıl rehine verdiler gücümü
her şeyimden oluncaya dek? .
Niçin sattım kanımı?
Sahipleri kimler kuşkularımın, ellerimin,
acımın ya da egemenliğimin?

Korkuyorum arasıra
uzak ırmağın yanında yürümekten,
korkuyorum, bakmaktan yanardağlara
ki her zaman tanıdım, onlar da beni tanır:
belki yukarıda, aşağıda
beni inceliyor şimdi su·, ateş:
açmadığımı düşünüyorlar gerçeği daha,
bir yabancı olduğumu.

Böylece, üzüntü içinde,
okuyorum üzüntüden daha iyisinin belki de
görünmeyenle ilişki kurmak, onun öfkesi
ya da ondan haber gelmesi olduğunu.
Ama biliyorum ki
bütün bu sözler
ayırabilecekti beni yalnızlıktan.
Ve durmadım üzerlerinde, geçtim
kızmadan kendime, yasdımadan kendimi,
sanki bunlar yazılan
mektuplarmış gibi başkalarına,
hem bana benzeyen hem de uzak
olanlara benden, evet, yitik mektuplar.

Kara Ada Şiirleri / Çev: Said Maden
Bilim/ Felsefe / Sanat yayınları /1985

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments