Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Pazar, Kasım 24, 2024
No menu items!
Ana SayfaPolitikaDünyaOaxaca İsyanında Kadın Önderler

Oaxaca İsyanında Kadın Önderler

Ben Oaxaca’da doğmuş, Zapotek ve Mixtec kanından gelme bir kadınım. Kadınlar olarak misyonumuz yaratmak, eğitmek, bilgiyi iletmek ve katılmaktır. Bu yüzden, şimdi bu devlet radyo ve televizyonunu işgal ettik. Bizler de tıpkı ülkemizde yaşayan diğer sıradan, içtenlikli, emekçi insanlar gibi insanlarız. Bizler Oaxacalı kadınlar, kırdan kentte her yerde, bizi uzun zamandır yönetmekte olan insanların ve bugünkü vali Ulises Ruiz’in bize yaşattığı baskıların yükünü tek başımıza taşımaktan yorulduk. Bu satırları okuyacak olan insanlar, çok uzaklarda olsalar bile, bizler bu zalim gerçekleri yaşamaya devam ediyoruz.

Ağustos ayının ilk günü sokaklara çıkarak valiye Oaxaca’yı terk etmesini söyledik. Biz kadınların çoğu zaman sesi duyulmaz, çünkü bizler esmeriz, kısa boyluyuz ve şişmanız. Bu yüzden kimse bizim halkı temsil ettiğimizi düşünmez. Ama bizler halkız. Bizler Oaxaca’nın gerçek yüzüyüz. Ne yazık ki hükümet burada bulunan kadınların büyüklüğünü, kalbini ve değerini taktir edemiyor. Buradayız! Çünkü özgür bir Meksika, demokratik bir Meksika istiyoruz ve artık yeter diyoruz. Bizi buradan ancak ölüm çıkartabilir, bu radyo istasyonunu ve televizyonu asla terk etmeyeceğiz.

Bu sözler, 5 Ağustos 2006 tarihinde Oaxaca Kenti’nde elli beş yaşındaki Fidelia Vasquez tarafından söylendi. Fidelia beş gün önce “Kanal 9” isimli devlet televizyonu kanalı ile devletin FM ve AM radyo istasyonlarını işgal etmiş olan bir düzine kadından birisi. Fidelia, aynı zamanda öğretmen, (Ulusal Eğitim İşçileri Sendikası içindeki büyük muhalif konfederasyon olan) CNTE 22 nolu şubenin üyesi ve APPO ya da Oaxaca Halkları Meclisi’nin bir destekçisi. Yaptığı tanıklık, Oaxaca’da sürmekte olan toplumsal hareketlerin ve kadınların neden bu hareketlerin içinde güçlü bir varlığa sahip olduklarının kökenine ışık tutacak biçimde toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf konularını bir araya getiriyor. Oaxaca valisi Ulises Ruiz’in istifasını isteyen APPO, 2006 yaz ve sonbahar aylarında hızla büyüdü ve Oaxaca kentinin büyük bir bölümünün denetimini elde etti, popüler kültürel etkinlikler düzenledi, radyo ve televizyon istasyonlarını denetimini ele geçirdi ve yeni bir eyalet anayasası ve Oaxaca yurttaşlarının çoğunluğunu dikkate alacak yeni bir yönetim sistemi geliştirmek amacıyla eyalet çapında yerel ve bölgesel meclisler örgütledi. Burada kadınların APPO ve öğretmen hareketi içindeki rolüne odaklanarak, kadınların neden hareketi örgütlemenin bir aracı olarak radyo üzerinde hak iddia ettiklerini, onu kullandıklarını ve savunduklarını özellikle ele alacağım. Aşağıda yer alan tanıklıklar ve çözümlemeler Oaxaca sosyal isyanındaki kadınların, kamusal alan üzerindeki iddiaları ve medyanın kendi seslerini, fiziksel görüntülerini ve “gerçek” (yani yerli, işçi ve orta sınıf) kadınların sorunlarını yansıtmasını sağlamaları anlamında feminist kaygılarla, kadınların sosyal hareketler içinde eşler, anneler ve ailenin savunucuları olarak sahip oldukları daha geleneksel rolleri bütünleştirdiğini gösteriyor.

Oaxacalı kadınların, kadınlar ve çocuklar için basit yaşamsal ihtiyaçların savunulması ile kadınların erkeklere tabi kılınması karşısındaki bir meydan okumayı ve kadınların ailelerinde, kentlerinde, eyaletlerinde ve ülkelerinde katılımcı demokrasiye yönelik gerçek bağlılıklarını birleştiren faaliyet biçimleri, Latin Amerikalı birçok kadın tarafından sergilenen modelle tutarlı bir nitelik taşıyor. Sadece bir pilot çalışma niteliğinde olan bu makalede yanıt aradığım sorulardan bazıları şunlar: kadınlar neden gelişen APPO ve öğretmenler hareketi açısından bu denli merkezilik kazandılar? Karşı karşıya olduğumuz şey, Oaxaca sosyal hareketlerinde kadınlar açısından yeni bir tarihsel rol müdür yoksa bu durumun tarihsel öncelleri mevcut mudur? APPO ve öğretmenlerin birçok talebinin eğitimle, çocuklarla ve sosyal refahla ilgili olması gerçeği, uzun zamandır “kadınca” ve pratik sorunlar olarak ele alınmış olan sorunlar üzerine inşa edilmiş olan bir harekete geleneksel anlamda toplumsal cinsiyetçi bir merkez mi kazandırmıştır? Yoksa bu harekette, kadınların bu sorunların ötesine geçerek, bazılarının şişman, kısa, esmer ve “Oaxaca’nın gerçek yüzü” olarak nitelendirdiği bir kimliğe politik ve kültürel bir alan açılması talebi bakımından kilit bir rol üstlenmelerine neden olan farklı bir şeyler mi gerçekleşmektedir?

Kadınların Oaxaca’daki sosyal isyana katılma ve bu isyandaki rollerini deneyimleme biçimleri, feminist kuramcı Temma Kaplan tarafından öne sürülen “kadınsı bilinç” ya da “geleneksel kadınsı vicdan” ve “pratik toplumsal cinsiyet çıkarları” ile feminist ya da stratejik çıkarlar arasındaki ikilik önermesinin ne ölçüde kullanışlı olduğunu yeniden inceleme şansı veriyor. Çağdaş kadın örgütlenmeleri hakkındaki yakın tarihli çözümlemeler gibi, geçmişteki kadın örgütlenmeleri hakkındaki feminist tarih çalışmaları da, kadınların oynadığı rollere geniş bir alandan ve bakış açılarından, altta yatan kültürel ve maddi temellerden, hareketin devlet oluşumu ile ilişkisinden ve sosyal reform ve modernleşme projelerinin kadınları nasıl içerdiği ya da dışladığı noktasından bakma eğilimindedir. Bu tür çözümlemelerde, buradaki örnekte de olduğu gibi, kadınların içinde örgütlenmekte oldukları özgün tarihsel, politik ve bölgesel bağlam, kadınlar arasındaki etnik, sınıfsal ve yaşa bağlı farklılıklar, kişisel deneyim, vasıf ve hayat öyküsü farkları genellikle ikilikçi çözümleme modellerinin kullanışlılığını sınırlar.

Yine de, kamusal ve özel alanlar arasındaki kültürel bölünmeler ve bunları kimlerin hangi biçimlerde işgal edeceklerine dair verilen kavga, toplumsal cinsiyete ilişkin tartışmaların önemli bir parçası olmaya devam etmektedir-özellikle de burada belgelenmiş olan Oaxaca isyanını toplumsal cinsiyet boyutları örneğinde bu durum geçerlidir.

Oaxaca’da Eğitim ve Öğretmen Örgütlenmelerinin Tarihçesi

Meksika’da kamusal eğitim 1921 yılında Kamusal Eğitim Bakanlığı’nı (SEP) yaratan Başkan Alvaro Obregon döneminde güçlendirildi. Eğitim, Meksika Devrimi’ni güçlendirme ve bir mestizo (İspanyol, Yerli ve Afrika mirasının karışımını temsil eden halk) ulus yaratma projesinin parçası olarak, “uygarlaşma”nın ve Meksika’nın kırsal, temelde yerli köylülerini asimile etmenin en önemli yollarından birisi haline geldi. 1920’lerdeki SEP eğitim programlarının odağını bireyleri pazar ekonomisiyle ve cemaatleri ulusla bütünleştirmek oluşturuyordu. Oaxaca’da 1920 ve 1928 yılları arasında devlet ilkokul kayıtlarında yüzde 27 artış yaşandı. 1930’larda, Başkan Lazaro Cardenas yönetimi sırasında, sosyalist okulların teşviki ve hızlandırılmış tarım reformu ve Ulusal Köylü Konfederasyonu’nun ya da CNC’nin örgütlenmesi, başlıca mirasçısının Meksika hükümeti olduğu Meksika Devrimi’ etrafında ulusal bir popüler kültür yaratmaya yönelik hükümet kampanyasının kilit unsurlarıydı. Başka çalışmalarda Emiliano Zapata ismi ile Meksika Devrimi’nin diğer yönlerinin hangi biçimlerde 1930’larda Cardenas’ın politik partisini inşa etmeye ve hükümete sadakat ilham eden değerleri güvence altına almaya yönelik ulusalcı kampanyanın parçaları haline geldiklerini belgelemiştim. Kırdaki okul öğretmenleri, “proleter davası”, “toprak, tıpkı havanın ışığı ve güneşin sıcaklığı gibi herkese aittir” gibi cümleleri vurgulayan popülerleştirilmiş Meksika Devrimi’ni desteklemenin temel aktörleriydiler. Başka yerlerde olduğu gibi Oaxaca’da da, sosyalist eğitim düşünceleri okulların bulunduğu her yerde yayıldı. Birinci Sosyalist Eğitim Kongresi 25-28 Şubat 1935’de Oaxaca’da yapıldı. “El Socialista” gibi yayınlar sosyalist ideallerin yayılması için üretildiler. Oaxaca’daki öğretmenler temelde Sindicato Único de Trabajadores de la Ensenañza (Eğitim İşçileri Sendikal Birliği) içinde örgütlenmişlerdi. 1937 yılındaki bir grevin ardından, Oaxaca eyalet yönetiminden görevliler ve federal hükümet, tüm Oaxacalı öğretmenleri federal eğitim sekreterliğine bağlayan bir anlaşma imzaladılar. Oaxacalı öğretmenler 1930’ların sonlarında sosyalist eğitimi savunmaya devam etmekle kalmadılar, ayrıca tarım eylemcileri olarak da çalıştılar. Yani Oaxaca ve diğer eyaletlerdeki öğretmenlerin aynı anda hem eğitimci hem de eylemci olarak çalışmaya dayalı uzun bir tarihleri var.

1943’de, Sindicato Único de Trabajadores de la Ensenañza (Eğitim İşçileri Sendikal Birliği) ya da SNTE kuruldu ve Meksika’daki tüm ilk ve orta okul eğitim işçilerini temsil etmeye başladı. Tüm eğitim işçilerini tek başına temsil eden SNTE hızla diğer devlet sendikalarını ve örgütlerini izledi ve hükümetin öncelik verdiği politikalarla çok yakından ilişkili olan ve ayrıca PRI (yönetimdeki Kurumsal Devrim Partisi) ile resmi bağlara sahip iyi yağlanan bir oy makinesi haline dönüştü. SNTE içinde sendikayı demokratikleştirmeye yönelik bazı reform hareketi girişimleri olduysa da, bunların tümü, muhaliflerin SNTE tarihindeki ilk reform çekirdeğini oluşturdukları 1979 yılına kadar başarısız oldu. 1979 yılında, SNTE’ye bağlı iki yerel şube, Chiapas’taki 7. şube ile Oaxaca’daki 22. şube, Chiapas’taki Tuxtla Gutiérrez kentinde kendi muhalif Coordinadora Nacional de Trabajadores de Education (Eğitim İşçileri Ulusal Koordinasyonu-CNTE) merkezlerini kurdular. 2006 Ağustos ayında CNTE sözcüsü Alfredo Chiu Velasquez’e göre, CNTE üç hedefe sahipti, “SNTE’yi, eğitimi ve ülkeyi demokratikleştirmek”.

CNTE, geçen 27 yıl içinde, diğer eyaletlerdeki temsil gücünü artırırken Mexico City ile Michoacán, Chiapas, Guerrero, Tlaxcala, Zacatecas, Morelos, Baja California Sur, Sinaloa, Durango ve Oaxaca eyaletlerindeki kilit şubelerin denetimini elde etti. Chiu Velásquez’e göre, “2006’da SNTE’de 1,400,000 işçi vardı ve bunların yüzde 45’i CNTE ile birlikteydi”. Bu yaklaşık 630,00 kişidir. 1997’de yapılan daha eski bir tahmine göre CNTE’lilerin sayısı 250,00 idi.

Yerli öğretmenler, kuruluşundan bu yana 22. şube üyelerinin büyük bir bölümünü oluşturdular. Oaxaca gibi eyaletlerde, yerli öğretmenler muhalefet hareketine katılanların çoğunluğu durumundalar. Önceden iki dil bilen yerli öğretmenlere yerli olmayan öğretmenlerden daha az ücret ödeniyordu ve bunlar Ulusal Yerli Kurumu (INI) tarafından istihdam ediliyorlardı. 1980’ler ve 90’larda, Oaxaca’daki 22. Şube Eğitim Bakanlığı’nı iki dilli eğitimi yaygınlaştırmaya zorlamakta kilit rol oynadı. 1994’den bu yana, Oaxaca eyaleti Yerli Eğitimi Bakanlığı, 22. Şubenin denetimi ve yönlendiriciliği altında Oaxaca’nın 16 yerli dilinde yazılmış ders kitaplarını geliştirip kullanıyor. İkili dilli yerli öğretmenler bütün cemaatlerde ve tüm eyalette mevcutlar.

CNTE içinde önemli ölçüde temsil edilen bir başka grupsa kadınlar. Kadınlar ulus çapında öğretmelerin yüzde 60’ını oluşturuyorlar ve bu yüzden de CNTE üyelerinin çoğunluğu durumundalar. Kesin rakamlara ulaşmak mümkün olmamakla birlikte, Oaxaca’daki 22. şubedeki kadın öğretmenlerin oranı ulus çapındakine benzer gibi görünüyor. Oaxaca’da, bunun anlamı hem sendikada hem de diğer yerlerde ayrımcılığa, cinsel tacize ve ırkçılığa karşı muhalefette etkin olan yerli kadınların muhalif öğretmen hareketi içinde çok ciddi bir temsil gücüne sahip olmaları.

Geniş bir toplumsal ve politik faaliyetler dizisine katılan kamusal örnekler olarak önemli bir deneyime sahip olan Oaxaca’daki 22. şubeye üye 40,000 kadar kadın öğretmen 2006 Mayıs ayında başlayan grevde ve eyalet hükümetini Ekim ayına kadar felç eden APPO tarafından yönlendirilen eylemlilikte merkezi bir rol oynadı. Oldukça kentli olan bu hareketin merkezinde, başlıca rolleri devlete ait yayın organlarını hep susturulanlara açan ve kullandıkları barışçıl yöntemler yüzünden büyük bir saygınlık kazanan kadınlar vardı. Kadınların medyayı ele geçirmeleri ve onu hem APPO eylemlerini örgütlemek hem de Oaxaca’daki politik kültürü yeniden biçimlendirme girişimleri Ağustos ayının ilk günlerinde başladı.

APPO ve Radio Cacerola (Radyo Tencere)

Internetin küreselleşme karşıtı protestoların örgütlenmesindeki rolü çokça vurgulanmış olmakla birlikte, Oaxaca’da 96.9 FM üzerinden yayın yapan Radio Cacerola (kadınların istasyonu ele geçirmeden önce yaptıkları yürüyüşte çaldıkları tencerelere atfen böyle adlandırıldı), bu güney Meksika eyaletindeki politik kültürün ve politikanın yapısını sürekli olarak değiştiren eylemliliklerin, etkinliklerin, duyarlılık ve tartışmaların kalbiydi. Medya üzerindeki denetimin, APPO ve muhalif 22. Şubenin giderek büyüyen sosyal hareketini örgütleme ve koordine etmekteki önemi, kamusal televizyon ve radyo istasyonunun ele geçirilmesini izleyen günlerde daha da aşikar hale geldi. Kadınların, hem insanları hızla harekete geçirmekte elde ettikleri başarı hem de Ağustos ayının son günlerinde Oaxaca’da giderek tırmanan çatışmaların giriştikleri medya işgalini ortadan kaldırmaya yönelik bir baskı düzeyi yaratması, hareketi desteklemekte kilit bir öğe haline geldiklerini gösteriyordu. Radio Cacerola haftalarca APPO sosyal hareketinin can damarı oldu. Aşağıdakiler 2006 yaz ve sonbahar aylarında örgütlenmenin yoğunluğunu artırmaya yönelik kadın etkinliklerine dair ayrıntılı betimlemelerdir.

Telixtlahuaca’dan gelen büyük bir grup kadın ve erkek, Corporación Oaxaqueña de Radio y Television (COR TV-Oaxaca Radyo ve Televizyon Kurumu) önünde ve Oaxaca Kenti’nin batı bölgesindeki radyo istasyonunun önünde toplanmış, çok sayıda insanın imzasını taşıyan bir bildiriyi okuyorlardı. Eyalet valisi Ulises Ruiz Ortiz’e yönelik uzun bir suçlamalar listesine sahiplerdi. Ayrıca, Oaxaca Halkları Meclisi ile dayanışma içinde olduklarını beyan ediyorlardı. Tarih 5 Ağustos 2006 idi. Öğlen saat 12’de radyo istasyonunun önünde dururken, Ya cayo, ya cayo, Ulises ya cayo (Düştü, düştü, Ulises, vali düştü) bağırışlarını işittim. Büyük bir kargaşa ve selamlama içinde, radyo istasyonundan çıkan bazı kadınlar delegasyonla konuşmaya başladılar. Kendisini radyo istasyonuna adamış olan 25 yaşındaki Marina şöyle dedi: “Bu kavgada pehimiz beraberiz. Buraları tüm halkın sesini duyurmak için ele geçirdik. Bu yüzden hepinizin buraya gelerek sesimizi duyuran ve mücadelemize nasıl devam edeceğimizin yolunu gösteren bu yeri savunmanız çok önemli. Mücadelemizin ülkemiz ve eyaletimiz ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Yaşasın Oaxaca Halkları Meclisi. Yaşasın Oaxaca halkı. Yaşasın zalim hükümetlere karşı mücadele eden kadınlar! Yaşasın Birliğimiz! Birleşmiş bir halkı hiçbir kuvvet yenemez!”

TV ve radyo istasyonunun dışındaki duvarda iyi koordine edilmiş altı noktalı bir güvenlik planı asılı ve kadınlar ziyaretçileri TV ve radyoda açıklama yapmaları için içeri almadan önce aramadan geçiriyorlar. Kadınlar işgalin ardından yayınları yarı-kentleşmiş Oaxaca kentinin çoğunluğunu oluşturan yoksul cemaatlere ve çevredeki yerli kasabalarına açtılar. Telixtlahuaca’dan gelen delegasyon bu güneşli Cumartesi günü yayın yapmak için başvuran 19 gruptan sadece bir tanesi. İstasyondan sorumlu olan kadınlar diğerlerine iki gün sonra gelmelerini çünkü radyo ve televizyon yayınlarının tümünün aşırı talep yüzünden birkaç günlüğüne dolduğunu bildiriyor.

Radio Cacerola sabahın erinden gecenin geç saatlerine kadar insanlar için görüşlerini ve tartışmalarını duyuracakları temel araç haline geldi. Rüşvetçi bir plaka görevlisini kınayan altı mahallelik bir motor-taksici birliğinden rüşvetçi yerel belediye başkanından bıkan Zapotec sebze üreticilerine kadar herkes istasyonu görüşlerini yayınlamak için kullanıyor. Düzenli yapılan radyo programlarında Ciudad Juarez’da ve Oaxaca’da öldürülen kadınlar, yerel müzik gruplarının tanıtımı ve yerli halklarının Oaxaca’nın on altı yerli dilinden altı-yedi tanesinde yapılan tartışmalar dahil birçok konu ele alınıyor. Yerel belediyenin kolluk kuvvetleri karakollarını terk etmeyi reddettikleri ve Oaxaca Güvenlik ve Ulaşım Amiri Aristeo López Martínez, “yerel” polis kılığı altında, eyaletin dışından gelen paramiliter güçlerin de aralarında olduğu yeni bir güçlendirilmiş polis birliği oluşturmaya çalıştığı zaman, Radio Cacerola bu birliklerin yerlerini ilan edip halkı inancını yitirmemeye çağırıyor. APPO önderleri keyfi biçimde gözaltına alındıkları zaman, Radio Cacerola polisin kullandığı aracı tarif ediyor ve bu önderlerin en son görüldükleri mahallerde yaşayan halkı araçları aramaya çağırıyor. APPO’nun yirmiden fazla eyalet hükümeti binasındaki işgalini devam ettirmek için destekçiye ihtiyaç duyduğu anda, çağrı Radio Cacerola’dan yayınlanıyor. Elli yaşındaki Jose Jíménez Colmenares TV istasyonuna giden yolda yapılan barışçıl bir gösterinin ortasında vurulup öldürüldüğü zaman, Radio Cacerola haberi yayınlıyor ve halkı korkmamaya ve istasyonu ve APPO tarafından ele geçirilen diğer binaları korumaya çağırıyor. Ağustos ayındaki bütün bu yoğun gün ve gecelerde, genç bir kadının sesi dinleyicilere şunları söylüyor: “Korkmayın. Bizler korkmuyoruz. Kimse direniş alanını terk etmesin. Bu zalimliğe karşı çıkıp bizi savunmaktan korkmayın. Bizler tıpkı bir okyanus gibiyiz. Öyle çoğuz ki, kimse bizi zorla buradan çıkartamaz”. Radyo istasyonunun arkasında duran kadınlar öyle pek de militan kimseler gibi görünmüyorlar, tersine bunlar çoğunlukla görünmez olmaktan ve on yıllardır birbirini izleyen ve hayatlarını iyileştirme sözü veren eyalet hükümetlerinin kötü muamelesinden bıkan eski kent sakinleri.

Bu makalenin başında sözlerini alıntıladığım Fidelia Vásquez, Radio Cacerola’dan sadece birkaç blok ötede yaşıyor. İstasyonun tam zamanlı bir çalışanı olmuş, nöbetçilerin her iki saatte bir nöbet bekleyip uyumalarını gerektiren yirmi dört saatlik güvenlik vardiyalarına katılıyor. Benim kendisiyle söyleşi yaptığım Cumartesi öğleden sonraki görevi ziyaretçileri adam gibi yayın mı yapmaya yoksa muhalefet için bilgi mi toplamaya geldiklerini anlamak için gözetimden geçirmekti. Fidelia, yaklaşık on bin kişilik bir APPO ve öğretmen yürüyüşünü temsil eden bir heyetin yayına girmesine izin verilmemesinin ardından, 1 Ağustos günü radyo ve TV istasyonunu ele geçiren yüzlerce kadından birisi. “Sadece bir saat yayın yapmamıza izin vermedikleri zaman, bütün istasyonu ele geçirmeye karar verdik” diye açıklamıştı Fidelia’dan önce görüştüğüm bir başkası da. “Sonuçta bu kamusal bir televizyon istasyonu. Neden insanlar onu kullanamasınlar ki?” Fidelia bizi birkaç sandalyenin kenarına oturttu ve Radio Cacerola ile neden ilgilendiğini anlatmaya başladı.

“Burada bildiğiniz gibi şahane bir yönetim var… bu yüzden de biz kadınlar 1 Ağustos’ta sokaklara döküldük. Ulises Ruiz Ortiz’in Oaxaca’yı terk etmesini istedik. onun gibi vali istemiyoruz. Halk, valinin Oaxaca’yı yönetemeyeceğini görmeli. Oaxaca’da yönetilemezlik var. Kadınlar (APPO’ya katılanlar) onun gitmesini istiyorlar. Ve sizin gibi bizimle konuşmaya gelenlerden bizim ulağımız olmanızı ve insanlara bizim, Oaxacalı kadınların, zenginlerin anlamadığı biçimde barışçıl kadınlar olduğumuzu duyurmanızı istiyoruz. Şu ellere bak (ellerini yüzünün üzerine uzatıyor) bunlar terleyen eller, çalıp çırpan öldüren eller değil. Bu eller tüm dünya için sevgi, huzur ve barış istiyor, daha fazla gaz bombası, kurşun değil. Sadece sesimizin duyulmasını istiyoruz. Biz kadınlar öğretmenler için de adalet istiyoruz. Taleplerinin dinlenmesini istiyoruz. Ama burada Oaxaca’da eşitlik yok. Biz kadınlar da bunun adil olmadığını söylüyoruz”.

Burada Fidelia ellerini çok çalışmanın ve dürüstlüğün kanıtı olarak sunarak kadınların barışçıl konumlarını vurguluyor. Elleri onun adına, hareketin kim olduğunun ve ne istediklerinin sembolleri olarak konuşuyor – daha fazla gaz bombası, daha fazla kurşun değil, öğretmenler için adalet. Onun gibi pek çok kadın eyalet hükümetinin öğretmenlere saygı göstermesi ihtiyacından söz ediyor. Çalıştıkları mahallelerde çocuklardan ve velilerden saygı gören Fidelia gibi öğretmenler, artık aynı saygıyı devletten de bekliyorlar.

Dokuz gün sonra, radyo istasyonuna sosyolog, öğretmen, kadın örgütçüsü ve radyo istasyonunda çalışan kadınların çekirdek ekibinin üyesi Concepción “Conchita” Nuñez’in ev sahipliğini yaptığı bir gündelik radyo programına katılmak için döndüm. Oaxaca’daki kadınların vahşice öldürülmelerini ve öğretmenleri zorla meydandan çıkarmaya girişen 14 Haziran saldırısı deneyimini anlatan Pilar Monterrubias’ı ağırlıyordu. Radyoda o gün yüksek bir güvenlik düzeyi vardı. Bize kabul salonuna acele girmemiz ve cep telefonları, kameralar ve kayıt cihazlarımızı bırakmamız söylendi. Karmaşık bir dizi konuşmanın ardından el sahibimiz bize yayın yapma izni verildiğini söylediğinde, program için radyonun denetim odasına alındık. Conchita ve Pilar kadınların yürüyüşünü uzun uzun tartıştılar. Sonra kadınların hareketteki varlıklarını çözümlediler ve Pilar şöyle yorumda bulundu: “Bu radyo istasyonunda son derece kadınsı bir hava var. Her şeyi kadınlar çekip çeviriyor.” Daha sonra sohbet polisin öğretmenleri zorla dağıtmaya çalıştığı 14 Haziran deneyimine geldi.

Pilar: “Kent merkezinin yakınında oturuyorum, Oaxaca kenti tecavüze uğrayan bir kadın gibiydi. Sokağa çıktığında battaniyeleri, ayakkabıları, insanlara ait eşyaları görebilirdin. Üzerinde küçük çiçekler olan bebek battaniyeleri gördüm, o bebeğe kim bilir ne oldu… korkunçtu. Şehir feci halde dayak yemiş bir kadına benziyordu.”
Concepción: “yakılan şeylerin küllerini görmek gerçekten de korkunçtu. Herkes çok etkilendi. Olup bitenlere inanamadım. Kimse o günü unutmayacak”.

Radyo programı devam ederken, dışarıda TV ve radyo istasyonuna doğru yapılan büyük bir yürüyüş vardı. Programın bir noktasında, yürüyüşün başındaki örgütçüler yürüyüşün gidişatını duyurmak için cep telefonundan aradılar ve sayı tahmininde bulundular. Yürüyüş bir saat önce Eyalet Eğitim Bakanlığı önünde başlamış, birinci sınıf otobüs istasyonunu geçmiş, kentin merkezindeki radyoya doğru geliyordu. Komuta düğmesini kontrol ederek yürüyüşü haber veren genç kadın başarıdan çok heyecanlanmıştı. Yirmi dakika kadar sonra oraya varacaklarını bildirdiler. Yürüyüşle ilgili açıklama yayınlandıktan sonra dinleyicilerden o gün ortadan kaybolan üç öğretmenin bulunması için yardım isteğinde bulundular.

Program bitti ve Conchita ile Pilar kahve içmeye dışarı gittiler. Yirmi dakika sonra yürüyüş tozu dumana katarak radyoya yaklaşmıştı. Tam yarı yolda ateş açıldı, kitle paniğe kapıldı ve insanlar bütün yönlere doğru kaçışmaya başladılar, ileriye, yanlara, ateşin açıldığı geriye doğru. Radyo istasyonundan gelenleri gülerek ve el sallayarak yürüyüşü izleyen kadınlar aniden berbat bir şeylerin olduğunu anladılar. Yürüyüşün örgütçüleri ve radyodaki kadınlar istiflerini bozmadan insanları ilerlemeye ve radyonun yakınına gelmeye çağırmaya başladılar.

Yürüyüşe bir hastaneye bitişik bir evden ateş açılmıştı. José Jíménez Colmenares hemen oracıkça açılan ateşle öldü. Dul karısı öğretmen Florina Jimenez Lucas bana daha sonra yürüyüşte olanları anlattı.
Yürüyüşe öğleden sonra yaklaşık beşte katıldık. Son derece sakin ve barışçıldı; otobüs durağını, Llano Park’ı, merkezi geçtik, Valiye karşı sloganlarımızı haykırıyorduk, örneğin, “Defol Ulises” gibi. Yürüyüşün ortalarındaydık. Pek çok insan vardı, on beş bin kişi kadar. Division Oriente Sokağı’nda ateş açıldığını duyduk. Eşimle birlikte yürüyorduk. Birisi “erkekler kadınları korumak için öne gelsin” dedi..Eşim birkaç adım attı sonra çok seri silah sesleri duydum. Çok seri kurşun atıyorlardı. Duydum arkamı döndüm. Eşimin düştüğünü gördüm. “Yardım et” diye bağırıyordu. Kocamı yerde gördüm. Sonra birkaç kişi yardım etmek için onu taşımak için geldiler. Sonra birisi “şurada hastane var, buraya getirin” dedi. Onu hastaneye götürdük. Beni içeri almadılar. Beş dakika sonra aldılar, içeri girdiğimde “çoktan ölmüş” dediler. Ona yardım bile etmediler.
Florina’ya ve Radio Cacerola’daki yayına ve bazı gazete haberlerine göre, adli tıp raporu Jose’nin bedenine 22 ve 38 kalibrelik otomatik silahlardan atılan dokuz kurşun isabet ettiğini söylüyordu. Yürüyüşteki iki kişi daha yaralanmıştı. Kocası için binlerce kişinin katıldığı bir cenaze töreninde ağlayan Florina şöyle diyordu: “Bütün bunları halkın moralini bozmak için yaptılar. Bu kocama yönelik bir saldırı değildi, terör yaratmak, bizi korkutmak için yapıldı. Ama sonuç alamadılar. Eskisinden daha fazla kenetlendik”. Florina, Radio Cacerola’daki kadınların kızgın ruhunu yansıtan bir biçimde, valinin görevden alınması ve Oaxaca eyaletindeki yaşam koşullarının iyileştirilmesi için yeniden mücadeleye atıldı. Kocasının ölümü onu 3, 10 ve 13 yaşında üç çocukla yalnız başına bırakmıştı.

José Colmenares’ın ölümünün ardından, kaybını anmak ve politik tutsakların serbest bırakılmasını talep etmek için büyük bir sessiz yürüyüş yapıldı. Üç gün sonra yapılan “Oaxaca’da Demokrasiyi ve Yönetilebilirliği Tesis Etmek İçin Ulusal Forum” toplantısına tüm ülkeden ve eyaletten 1800 kişi katıldı. İki günlük tartışmalar yeni bir eyalet anayasasının yazılması, geçici bir hükümetin ve politik programın oluşturulması ve cinsel, etnik, vs. farklılık biçimleri üzerine yoğunlaştı. Katılımcılar yerlilerin, kadınların, eşcinsellerin haklarını içeren birçok karar ve strateji için oy kullandılar ve forumun sonuçlarını tartışmaya ve yaymaya yönelik yerel ve bölgesel meclisler oluşturma planları yaptılar. Forumun 18 Ağustos tarihli kapanış töreninde, 1 Ağustos Kanal 9’un APPO kadınları tarafından cesurca ele geçirilmesini anmak üzere 1 Ağustos tarihini “Oaxacalı Kadınlar Günü” ilan etti. Radio Cacerola’dan ve TV istasyonuyla diğer örgüt ve topluluklardan gelen kadınlar Forum boyunca geniş ölçüde temsil edildiler ve konuşmaktan çekinmediler.
Radio Cacerola ve Kanal 9’dan kadınlar, 2006 Ağustos ayı boyunca, APPO’ya yönelik desteği harekete geçirmekte ve daha fazla sayıda insanı, örgütü, mahalle ve yerel yönetimi Oaxaca valisi Ulises Ruiz Ortiz’e karşı muhalefetlerini açıklamaya teşvik etmekte son derece başarılı oldular. 21 Ağustos pazartesi günü, bir grup sivil giysili “polis” Cerro Fortin tepesine tırmandı ve Kanal 9 ile 96.9 FM’deki Radio Cacerola vericilerine ateş açtı. Nöbet tutan bir öğretmenin vurulduğu bu APPO ve APPO denetimindeki medya karşıtı saldırı yeni bir çatışma devresi başlattı. 21 Ağustos’ta, APPO üyeleri on iki ticari radyoyu da ele geçirip eyalet çapında yayına başladılar. Beş tanesini ellerinde tuttular. Salı gününün ilk saatlerinde, 22 Ağustos günü, 400 Eyalet ve yerel polisin başlattığı “temizlik operasyonu”nda yeni ele geçirilen radyo istasyonlarını korumakta olan APPO üyelerinin üzerine ateş açıldı. Saldırıda mimar Lorenzo San Pablo Cervantes, Oaxaca Eyaleti Kamusal İşler Bakanlığı Eğitim Dairesi başkanı vurularak öldürüldü. Birçok kamu çalışanı gibi o da APPO’yu ve öğretmen hareketini destekliyordu. Ölümünü başkalarının vurulması, gazetecilere ve APPO üyeleri tarafından kontrol altında tutulan tesislere yönelik saldırılar izledi.

2006 sonbaharında, diğer APPO üyeleri ile birlikte radyo istasyonunu ele geçiren kadınlar vali Ruiz Ortiz’in görevden alınması ve tüm eyalette bölgesel halk meclisleri aracılığıyla kurulacak paralel bir hükümetin oluşturulması çağrısında bulunmaya devam ettiler. Ekim ve Kasım aylarında kentli APPO üyesi kadınlar federal polis Oaxaca’ya girdiğinde barikatları, binaları ve medya organlarını savunanların en önlerindeydiler. Polisi karşılıyor, kalkanlarının üzerine çiçek bırakıyor, kahve ikram ediyorlardı. Radio Universidad da tıpkı Radio Cacerola gibi kadınlar tarafından savunuluyordu, kadınlar 2 Kasım’da Oaxaca’daki Özerk Benito Juarez Üniversitesi’nin başarısız biçimde ele geçirilmesi girişimine karşı da en öndeydiler, daha sonra baskılar tırmanacak ve yayıncılar şiddetli bir çatışmadan kaçınmak için Radio Universidad’ı boşaltacaklardı. La Doctora, Berta Elena Muñoz, tıp doktoru bir kadın, sadece APPO için radyo anonsları yapmakla kalmıyor, Oaxaca’da öğretmenler ve APPO tarafından kurulan kitle kliniklerini desteklemek için de çalışıyordu. Polisin çok sayıda APPO ve 22. Şube eylemcisini kuşatıp tutukladığı 28 Kasım tarihinden bu yana kaçaktı. 2007 Ocak ayında Uluslararası Sivil İnsan Hakları İzleme Komisyonu ile yaptığı söyleşide, hükümetten kendisi ve ailesi için can güvenliği garantisi istiyordu; “çünkü hiçbir suç işlemedim; kimseyi öldürmedim; hiçbir şey çalmadım ve kimseyi kaçırmadım. Sadece fikirlerimi ifade ettiğim için, nasıl olur da başımın ve çocuklarımın üstünde ölüm tehdidi dolaşabilir? Gerçekten de sözlerden bu kadar korkuyorlar mı?” (radyoda yaptığı anonsları kastediyor).

Kadınlar ayrıca Oaxaca eyaletinin diğer bölgelerinde de kollar örgütlediler. Örneğin, 2006 Ekim ayında, Kadınların İki Uluslu Yerli Cephesi Bölge Konseyi içinde aktif olan Mixtec ve Triqui kadınları APPO’nun Juxtlahuaca’daki bölgesel kolunun örgütlenmesine yardımcı oldular. Kadınların Bölge Konseyi’nden kadınlar barikatlar kurarak, kent meclisini işgal ederek ve defalarca kentte yürüyüşler düzenleyerek, federal polis tarafından kontrol edilen yerel ve eyalet yönetiminin son bulmasını talep ettiler. FIOB örgütçüsü Centolia Maldonado’ya göre, “yerli cemaatlerin kadınları en cesur olanlarımız. Bağırıp çağıranlardan ya da Juxtlahuaca’da olduğu gibi saldırganlardan korkmuyorlar. Yerlerini bırakmıyorlar ve çok cesurlar”.

Televizyon ve radyo istasyonlarının 1 Ağustos’ta işgalinin ardından, 22. şubeye ve APPO’ya üye kadınlar Coordinadora de Mujeres de Oaxaca, Primero de Agosto (Oaxaca Kadınları Koordinasyonu, Bir Ağustos-COMO) örgütlenmesini kurdular. Mexico City’de yürüyüşler düzenlediler, Oaxaca sokaklarına geri döndüler, paramiliterler Radio Cacerola vericilerini ateş açtıklarında La Ley del Pueblo (Halkın Hukuku) diye yeniden isimlendirdikleri, La Ley (Hukuk) adlı bir başka radyo istasyonunu işgal ettiler. Eylül, Ekim ve Kasım ayları boyunca COMO’lu ve APPO’lu kadınlar eyalet hükümeti binalarını, radyo istasyonlarını işgal etmekle ve paramiliter güçlerin ve sivil polis kuvvetlerinin kamyonet konvoyları halinde mahallelere girip insanları terörize etmesini engellemek için tüm kentte inşa edilen yüzlerce barikatı ayakta tutmakla meşguldüler.

Oaxaca’daki sosyal çatışma 14 Haziran ile 10 Aralık arasında 17 ölüm, 450 kişinin tutuklanması, yaklaşık otuz kişinin kaybolması ve birçoğunun yaralanmasıyla sonuçlandı. 25 Kasım ile 4 Aralık arasında en azından 192 kişi esas olarak Oaxaca kentinde, federal polis tarafından tutuklandı. Aralarında 46 kadın tutuklu vardı. Bu tarihler öncesinde başka kadınlar da gözaltına alındılar. Gözaltına alınan kadınların çoğu yüzlerce mil ötedeki Nayarit eyaletinde bulunan orta güvenlikli bir erkek hapishanesine gönderildiler ve tecavüzle tehdit edildiler, cinsel tacize uğradıklarını gösteren tanıklıklar mevcut. Tecavüz tehdidi kadınlara eylemleri bırakmaları için verilen mesajın tutarlı bir parçasıydı. Diğer genç erkek tutuklulardan da Federal Polis tarafından, Tepic havaalanından Nayarit hapishanesine gönderilirken cinsel olarak taciz edildikleri yönünde suçlamalar var. COMO’nun kurucularından ve APPO kurucu Kongresi üyelerinden Patricia Jiménez Aragón, aldığı tehditleri etkinliğine bağlıyor. Sözleri güney Meksika’da hala en önemli değişim kaynağı durumunda olan APPO hareketine katılan Oaxacalı kadınların kararlığını yansıtıyor.

Bize tecavüz edeceklerini, çocuklarımızı öldüreceklerini, evlerimizi soyacaklarını söylediler. Beş aydır bu korkuyla yaşıyoruz, bizi öldürebilecekleri, en kötü şeyleri yaşayabileceğimiz korkusuyla. 14 Haziran’dan ve birçok kadın için de 1 Ağustos’tan önce olduğundan tamamen farklı bir hayat yaşıyoruz. Artık evlerimizle yaşamıyoruz, eğlenmek için dışarı çıkmıyoruz ve çocuklarımızı görmüyoruz. Bu sosyal hareket hayatlarımızı değiştirdi.

Kadınların Oaxaca’daki sosyal isyana katılımları APPO’nun politik ve ekonomik güç ilişkilerini değiştirme mücadelesi ve 2007 Ağustos’u için belirlenen eyalet seçimleri ile birlikte hala sürüp gidiyor.

Sonuçlar

Oaxacalı kadınların 1 Ağustos’ta TV ve radyo istasyonlarını ele geçirmeleri APPO için gündelik örgütlenme faaliyetleri açısından bir can damarı sunduğu gibi binlerce Oaxacalıya da gerçek anlamda ses verdi. Radio Cacerola’daki kadınlar APPO ve öğretmenleri destekleyen birçok diğer Oaxacalı gibi 2006 yılı içinde yaşadıkları deneyimlerle sonsuza kadar değiştiler. Radio Cacerola ve Radio Universidad gibi alanların açılması ve binerce insanın yeni bir kamusal demokrasi söylemine katılması birçok insana yeni bir öz saygı, “hakları olduğu” bilinci, konuşma ve dinlenme hakkı olan “birisi” olduğu duygusu yaşattı. Fidelia gibi kadınlar açısından, esmer, şişman, kısa boylu, yoksul ve kadın olanlara kamusal bir ses, devleti yönetme işinde bir yer ve kentin ve tüm eyaletin kime ait olduğuna dair meşru bir varlık kazandırmak, dönüştürücü bir deneyimdi. Ancak bütün bunlar gökten zembille inmemişti.

Kadınların APPO hareketi içindeki güçlü varlığı, dolaysız biçimde kadınların CNTE içinde çoğunluk oluşturmalarına ve içinde yaşadıkları ve öğretmenlik yaptıkları cemaatlerde olduğu kadar ait oldukları demokratik öğretmenler konfederasyonu içinde eylemciler olarak çalışırken sahip oldukları bireysel ve kolektif deneyime bağlanabilir. Sendika içinde birçokları liderlik konumundakilerin cinsiyetçiliğinden ve dışlamalarından şikayetçi, ancak sendikalarında, çalıştıkları okullarda ve cemaatlerde ve ülkelerinde daha fazla demokrasi elde etmek için CNTE’de çalışmayı sürdürüyorlar. Bazı kadın önderlerin de Oaxaca’da son yirmi yıl içinde gelişen feminist hareketler içinden gelen deneyimleri var. elbette 2006 Ağustos ayında yapılan Ulusal Forum’da sadece kadınların haklarına değil aynı zamanda eşcinsellerin haklarına da güçlü bir destek verilmiş olması, APPO ve CNTE içinde hem toplumsal cinsiyet eşitliğine hem de diğer insani ve sosyal haklara bağlı olan kadınların güçlü bir varlığa sahip olduklarını gösteriyor. Eğitim her zaman kadınsı bir alan olmuştur ve kadınların öğretmen sendikası ve APPO içindeki güçlü varlıkları kadınların geleneksel politik katılım çizgilerini izliyor gibi görünebilir. Ancak kadınların APPO içindeki katılımını farklı kılan, kadınlarla özdeşleştirilmeyen kamusal alanlara doğrudan adım atmalarıdır. Valiyi iktidardan devirmek için çalışmak, barikatlar ve mahalle komiteleri kurmak, radyo ve televizyon istasyonlarını ele geçirmek ve onları güvenlik görevleriyle birlikte korumak; bütün bunlar geleneksel “kadın” görevleri değildir.

Hem katılanlar hem de izleyenler açısından çarpıcı olan, Oaxaca politik seçkinlerine ciddi biçimde meydan okuyan son derece güçlü, kadınsal, kamusal bir politik varlığı koordinasyon içinde yaratmakla uğraşan kadınların sayısıydı. “Kısa boylu, şişman ve esmer olanların” bu kamusal varlığı, sadece kent meydanındaki kamusal alanlarda değil, aynı zamanda kadınların devlet TV istasyonunu ve radyoyu ele geçirip programlar yaptıkları sırada da aşikardı. 22. Şube ve APPO’daki kadınların katıldığı medyadaki bu kısa ancak yoğun kültürel üretim dönemi, kuşkusuz kimin Oaxaca yurttaşları olduğu, neye benzedikleri ve ne söyledikleri konusundaki popüler ve seçkin fikirleri değiştirdi. Oaxaca sosyal isyanındaki kadınların öyküsü kuşkusuz daha birçok yeni bölümü olan bir öyküdür.

Daha genel bir düzeyde ise, APPO ve 22. Şubedeki kadınların kendilerini ve taleplerini ifade etme biçimleri, örgütlenmelerinin, kadınların eşitlik talebini gıdaya, sağlık, barınma, demokratik temsil, saygı ve basit bir biçimde kamusal alanda konuşma hakkı gibi pratik hakların elde edilmesi ile birleştiren diğer çağdaş melez sosyal hareketlerle tutarlılık içinde olduğunu göstermektedir. APPO içinde uzun zamandır eylemcilik yapan öğretmenlerden hayatlarında ilk kez sokağa adım atan işçi ve orta sınıf kadınlara dek farklı deneyimleri olan geniş bir kadın yelpazesi var. Katılma nedenleri ve deneyimleri elbette tek tip olmamakla birlikte, kadınların güçlü varlığı ve harekete yönelik bağlılıkları, hareketin birçok kadının çağdaş Oaxaca’da kendisini özdeşleştirdiği haklar ve mücadelelerle güçlü bir uyum sergilediğini gösteriyor.

(Socialism&Democracy dergisi, sayı 44, sendika.org tarafından çevrilmiştir)
Kaynak: sendika.org

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments