yorgun
kara
kanı mı donduran haziran
teline
muhbir şifreleri takarak gelir
sabahı bin bela bulan
belalı yüreğim
gözlerimde
bir kırmızı nokta
göğsümün hücresinde
bir yasak bildiridir
yürürüm tutsak toprakta
tutuklu
gözlerin aklıma düşer:
bir taze dalın uçunda yaprak
yaprakta çiğ tanesi
sabah
gülümseyen
gül yüzlü şafak
şafak ki kardeşim
ıslak kara saçları
diri memeleriyle
vurur ışık sellerini
dünyanın karasına
aklıma gözlerin düşer
ve der ki ağaran yüzler
gururla kasılarak
kuşlar
ağaçlar
merhaba yaşamak
merhaba umut…
Orhan KOTAN