Asi karagahların uğultusudur
Sabahın seher vaktide
İlk tomurcuk çiçeğe durur
Doğrulunca arkadaşlar sığınaklardan
Kıpırdanınca dünya
Ve halklar
Sırtsırta vurunca
Davranırım
Davranırım coşkuyu omuzlayarak.
Hücrelerimde volkanik zelzeleler
Ve gözlerim ışıltısında
Taze bir fidandır yaşamak
Mağrur, ılımlı, taze bir fidan.
Kahrın penceresini aralayarak
Hınçla giriyorum dünyaya
Yaşlı küre çatırdıyor ağırlığımdan
Ve karşı koyuyor bana
Adi masallar anlatarak
Saray artıkları
Oysa anamın ak saçları şahidimdir
Şahidimdir doğumdan giden gelinim
Ve karanlık fatihalarıyla
Çocuk mezarlıkları.
İnsan yumuşacık cinayetler düşüne bilir
Allahı düşüne bilir
Ve meczup kralları
Mihrapların derin manasına oturabilir
Ama acayip gelir nedense
Gökyüzü böyle sonsuz
Toprak böyle bereketli dururken
Cesetlerle dolu muhaceret yolları
Açlık
Ve insan soyunun sefaleti.
İşte oyüzden işgal ordularından çözülen müfrezeler
Kahraman milislere bağlar atardamarlarını
İşte bu yüzden korkusuz dolaşır
Militanlar başşehrin sokaklarında
Ve çekilmiş bir hançer gibi ışıldar
Ve bana kanayan yaralarından
Onikiye çakılmış bir kurşun olarak
Devrim
Her günün yirmidört saatinde.
Eyy günahkar dünyanın yüzakı
Sevdalıyım sana.
Orhan KOTAN