herkesin cehennemi kendine yanıyor
kimsenin nârı karışmıyor yanındakine
herkes gün boyu koşuşturuyor da
kimse yetişemiyor kendine
ah ki tutunamadım
önümden akıp giden kalabalık düşlere
sürtünüp geçiyor hayat’a
yalnızlığın bu ufak tablasına
tıkıştırdığım umutlar
ağır tonajlı hüzünler taşıyor ceplerimden
unutulmuş bir şemsiye gibiyim
kaldırımlarda ıskalanmış çocukluğunu bekleyen
sokağın seyir defterinde kalır
gündüz telaşlarının parmak izleri
gece olunca sırtlanırım Ay’ı
çıkarım yalnızlığın teras katına
beklemek için eski sevda hayaletlerini