Dîli sengine etmez mi eser, efganım,
Taş mı, ahen mi, ya polat mı nesin cânânım?
Küncü gurbette garibim, bana yok rahm edenim
Acısın halime Allah-u azimüşşanım.
Bir zamanlar şevki şetaretle güler, söylerken;
Şimdi feryad-u figanla geçiyor her anım.
Gamlar ağuşunu açmışta firar eyleyemem,
Dört taraftan tutuyor dest-i belâ dâmânım.
Ah-u feryadımı ta’yîbe gıyam etme sakın,
Yanıyor ateş-i fırkat ile her lâhza cânım.
Haşredek mi edeceksin bana sen cevrü cefa,
Haşredek mi acaba ağlayacak çeşmanım?
Güzelim yadıma geldikçe geçen günlerimiz,
Titriyor kalbim o dem çırpınıyor vicdanım.
Lütfuna, rahm’ına şayan oluyor da eller,
Cevrine, zulmüne bilmem neye ben şayanım?
Gülüyorsun dökülen gözyaşımı gördükçe,
Vermemiş mi sana insaf acaba Yezdanım?
Cevri cansuzun ile candan usandı Nezihe,
Her saat tâlî-î nâsazıma lânet hân’ım!
Yaşar Nezihe BÜKÜLMEZ