1977’de 34 kişinin yaşamını yitirdiği Kanlı 1 Mayıs olarak tarihe geçen ,işçi sınıfı ve devrimciler tarafından 1 mayıs alanı olarak kabul gören Taksim Meydanının özgürleştirilmesi çok önemliydi.77 sonrası,Taksim meydanının miting alanı olarak yasaklanmasıyla 1 mayıs ,bir bayram olarak değil,bir kavga günü olarak tarihimizde yerini aldı.Peki ne oldu da devlet tarafından 2010 1 mayıs kutlamaları için Taksim’e vize verildi.?
Akp hükümetinin ,son dönemler kamuoyuna sunduğu demokratik açılımlar kervanına birde “Taksim meydanı açılımını” eklendi.Omurgasız siyaset anlayışını kendince ustaca yapan bu teorisyenlerin,dünyada gelişen finans krizi ve kokuşmuş kapitalizmin sorgulandığı bir dönemi iyi tahlil ettikleri, attıkları her adımdan belli.Sınıfın ve öncülerinin kararlı duruşunun bu yasağın kalkmasında elbette bir rolü vardır ancak Başbakan R.T.Erdoğanın dediği gibi şimdiye kadar neden kalkmadı bu yasak.Bugünün önemi nedir?
Akp iç ve dış teorisyenlerinin demokratik açılım şemsiyesi, dünyada emperyalizm ve kapitalizme karşı gelişen tüm siyasi olumsuzluklardan, temsil ettikleri sermayeyi en az hasarla kurtarma üzerine kuruludur.
Açılım adını verdikleri kavramlara bakacak olursak ;
Bir taraftan kürt halkının üzerine bomba yağdırırken,siyaseten tanımazken, sürdüğü iddia edilen “Kürt açılımı” ( Operasyonlar ve açılım birlikte devam ediyor )
Alevi yurttaşların kendi kültürünü kendi kaynaklarından öğrenememe sorunu ve zorunlu dini asimilasyon derslerinden muaf tutulmaması devam ederken ” Alevi açılımı “
Çingenelerin durumu daha da vahimken ” Çingene açılımı “
Bir takım medya kavramını oluşturarak ” Basın açılımı”
Her fırsatta aşağıladığı “Ayak takımı” olarak gördüğü , Ankara’da Tekel işçilerinin direnişini kırmak için yaptırdığı saldırıları ve işçi düşmanlığı ortadayken ” Taksim açılımı”
Bunları duyunca insanın “açtırma kutuyu söyletme kötüyü” diyesi geliyor.Ama şaka gibide olsa hala gündem de bunlar…
Akp teorisyenlerinin açılım olarak sunduğu herşeyin arkasında sadece tek bir gerçek yatıyor.Bu, öncüsüyle, kitleler arasındaki bağı koparma çabasıdır.Dikkat edilirse ilerici ne kadar kurum ve kitle örgütü varsa kavga halindedir. Ama Akp buna da kendince bir çözüm bulmuştur.Ergenekon adında öteden beri devlet içinde çöreklenmiş bir çeteye karşı mücadele adında “temiz devlet” operasyonları…Bu sayede devlet içinde yapılacak her tür müdahaleyi kamuoyunda meşru gösterme olanağı bulduğunu düşünmüştür. Sapla samanın birbirine karıştığı bu müdahalelerin işçi ve emekçilere en ufak faydası yoktur.Ki değişik isimlerlerle sürdürdükleri bu operasyonlar başarıyla sonuçlandığında ileride zararları da görülecektir…
Akp ,kendini mutlaklaştırma çabasına öyle bir kapılmıştır ki,devlet ile halk arasındaki bağ’ın en güvensiz olduğu bir dönem yaşanıyor.Geniş halk kesimlerinin devlet kurumlarına olan güveni önemli ölçüde değişmiştir.Böylesi bir durumda iktidar savaşı daha anlamlı bir hal almıştır.Kurumlar bu boşlukta kendini savunmaya geçmiş,hatta saldırı pozisyonu almıştır.Bu durum Türkiye nin yakın geleceğinde sıcak gelişmelerin yaşanacağının da işaretidir.
Soru şudur; Akp bu gücü gerçekten kendine oy veren halktan mı alıyor?
Hayır, almıyor. Ama öyle görünüyor ki buna da ihtiyacı vardır…Açılım komedilerinin özüde bundan ibarettir…
Akp nin derdi Halka yön verecek ,onu ileriye taşıyabilecek ve hatta bunda ihtimal bile taşıyan tüm öncü kuruluşlarladır.Genel kitleye olumlu mesajlar verirken,öncü kişi veya kurumları yıpratma çabasındadır.Ve bunu “şark kurnazlığı” ustalığında yapmaktadır.Yeri geldiğinde milliyetçi bir söylem,yeri geldiğinde yobaz bir söylem ve hatta yeri geldiğinde sıkı bir komünist söylem kullanabilmektedir. ( Omurgasızlığın bu kadarı yani)
Akp politikalarının sonuçlarını anlamanın aslında en iyi yolu herkesin cebini yoklamasıdır.
Temiz caddeleri,dev alışveriş mağazaları,holding plazalarının olduğu şehirlerde yaşıyoruz kimimiz.Ama bu şehir, kime yada kimlere ait? dedikleri gibi “Müreffeh bir Türkiye” yada “milli servet” mi bunlar?
Sokakta yatan bir çocuğun kirli ellerine bile tahammül edemeyen bu dev camekanlar kimin? Bu soruları soranlara “servet düşmanı” diyenler de kim?
Bize ait olmayan şeylerle açıklıyor Akp Türkiye’ yi…Türkiye büyüyormuş….
Peki kimin Türkiye’si?