Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Çarşamba, Aralık 25, 2024
No menu items!
Ana SayfaErkan Küçük (Makale)Tiyatronun Doğusu | Erkan Küçük

Tiyatronun Doğusu | Erkan Küçük

“Tiyatronun yurdu neresidir?” sorusuna doğru bir cevabın verilebilmesi ancak bahsi geçen tiyatro kavramından tam olarak ne kastedildiğinin açıklığa kavuşturulmasıyla mümkün olabilir. Batının etkisi ve kültürel kuşatması nedeniyle elbette ilk akla gelen, kaynağını eski Yunan’dan alan, kendi için özel inşa edilmiş mekânlarda gerçekleştirilen ve oyuncuların bir oyun metnini canlandırdıkları bir tür akla gelir. Bu anlamda tiyatronun yurdu Avrupa’dır.  Özellikle İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya gibi  merkezlerde  bu tür tiyatronun gelişmesine hizmet eden önemli yazar ve yönetmenler yetişmişlerdir.

Batı tiyatrosunun gelişimini sürdürürken doğuda, özellikle uzak doğuda, kaynağını inançlardan alan ritüelist bir yapıya sahip farklı bir teatral ortam varlığını sürdürmüştür. Özellikle Japonya’da geleneksel Noh ve bir halk tiyatrosu olan  Kabuki;  Hindistan’da dinsel bir oyun türü olan, sözsüz  Kathakali tiyatrosu; Bali’nin dans tiyatrosu; Çin kukla, gölge oyunları bu anlamda önemlidir. Tam da bu noktada bir not düşmek gereklidir. Batıda  dünya savaşlarından sonra ortaya çıkan değer yitimi gerek felsefe, politika gerekse sanat alanında yeni arayışlara insanları götürmüş özellikle bir takım tiyatro yönetmen ve kuramcıları gözlerini doğuya çevirmiş doğuda varolan adını andığımız  teatral unsurları inceleyip bunları kendi anlayışları çerçevesinde yeniden yorumlayarak yeni tiyatro anlayışları yaratmaya çalışmışlardır. Bir çeşit sömürgeci mantığı içinde barındıran bu tavırla bilhassa oyunculuk alanında yeni tarzlar ortaya konulmuştur. Bu konuda özellikle Barba, Grotowski, Brook vb. gibi isimleri sayabiliriz.

Diğer yandan İran’da Kerbela trajedisinin canlandırıldığı taziye formu teatral nitelikler taşıyordu. Anadolu’da ise köylerde, literatüre köy seyirlik oyunları olarak geçen  ritüel amaçlı, belli bir takvimi olan ya da evlilik gibi sosyal olaylarda gerçekleştirilen oyunlar da bir tür tiyatro olma özelliğine sahipti. Yine Kürtler arasında diwanxane ve köy odaları da teatral aktiviteleri barındırmaktadır. Diwanxane için Müslüm Yücel’in “Kürtlerde ölüm ve intihar” adlı kitabından bir alıntı yapmakta yarar var:    “Kürt tiyatrosunun temelleri diwanxane ve köy odalarıdır. Türk tiyatrosunda tuluatın karşılığı olan diwanxanelerde bir kişi kalkıp mesel anlatır; diwana oturan kişi bilgedir, dinleyenler onun söylediklerini can kulağıyla dinler. Diwana gelmek, diwanda en yüksek yerde-döşekte oturmak, burada herkes tarafından dinlenen bir kişi olmak kolay değildir. Bu yüzden diwanxaneye gelen kişi iyi ve güzel konuşmalıdır, anlattıkları doğru olmalıdır; bir masal anlatıyorsa, dinleyenler kendilerini bu masalda görmelidir, dahası kendilerini bu masala katmalıdır.” Müslüm yücel, Kürtlerde ölüm ve intihar, Agora yay.sy.195

O halde  “tiyatronun yurdu neresidir?” sorusu,  “insanın olduğu her yerdir” diye cevaplanabilir. Oyun insanın varoluşunun ayrılmaz bir  parçasıdır çünkü. İleriki haftalarda yukarıda sadece ismini andığımız doğu  tiyatrosundaki  türler üzerinde daha ayrıntılı durmaya çalışacağız…

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments