Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cuma, Kasım 22, 2024
No menu items!

GÖSTERİ

 

Bu tuhaf kişiler çok kuvvetli. Bunlardan birçokları dünyanızı ele almışlar. Vicdanlarınızla o parlak yetilerini, deneylerini harekete geçirmek için ne bir gereksinme duyuyorlar, ne de acele etmeye kalkıyorlar. Ne olgun kişiler! Yaz gecesileyin şaşkın gözler, kırmızı, kara, üç renkli, altın yıldızlarla kemirilmiş çelik; yitik, kurşunluk, soluk, yangına uğramış yüzler; delişmen ses kısıklıkları! Yaman yürüyüşü düzme işlemelerin!

– Korkunç sesler ve kimi tehlikeli kaynaklarla donatılmış.
– Chérubin’e nasıl bakarlar ki? – bazı gençler var. Kılıkları şık, ama tiksinti verici, kirli kazançlar için kente gönderiliyorlar.

Ey çılgın şaklabanlığın o sonsuz korkunç cenneti! Fakirleriniğzle ya da o şaklabanlık oyunlarıyla karşılaştırmaya kalkmayın. Hazırlıksız giysileriyle, düşsü kötü bir zevkle tarih ya da dinler gibi hiç olmamış tinsel yarı – tanrıların, serserilerin o halk oyunlarını, tragedyalarını oynuyorlar. Çinliler, Hotantolular, Bohemyalılar, budalalar, sırtlanlar, Moloch’lar, eski bunamalar, uğursuz şeytanlar, halk oyunlarını, anaca oyunları hareketler, hayvanca sevecenliklerle karıştırıyorlar. Yeni oyunlar, içli şarkılar ortaya koyabilirler. Usta hokkabazlar onlar, yeri ve kişileri değiştiriyorlar, büyüleyici güldürüye katılıyorlar. Gözler tutuşuyor, kan türküler yakıyor, kemikler çoğalıyor, gözyaşları ve kırmızı akıntılar sızıyor. Alayları ya da ürküleri bir dakka ya da aylarca sürüyor.
Bir bende var bu yabanıl gösterinin anahtarı.

Arthur RİMBAUD

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments