I
Bir kafes.
Bir kanarya kuşu.
Sarı kanatların
tellere vuruşu.
Kitaplar, kitaplar,
Puşkinden Mayakofskiye kadar
şiir kitapları..
Kitaplar, kitaplar,
Felsefe – Diyalektik Materyalizm.
İktisat – Dört cilt Kapital.
Bir keman –
yeni doğmuş bir çocuk gibi yatıyor kutusunda.
Pencere açık.
Dışarda şehir –
ayışıklı uykusunda…
Gözler.
Kocaman, berrak, iri,
iki mavi damla gibi gözleri..
Kumral
kıvırcık
bir sakal.
Yüzü beyaz…
Pencere açık.
Gece.
Yaz….
Odada ikimiz.
Konuşuyor o:
-“İsterdim ki ben,
Şarkılarımı söylesinler benim
el ele tutuşup dönerken
çocuk bahçelerinde çocuklarımız..
Duyduğum seslerin en güzelidir –
bir yaz gecesi –
dizimde yatan bir çocuğun
bana yıldızları soruşu..”
Bir kafes.
Bir kanarya kuşu.
Bir keman –
yeni doğmuş bir çocuk gibi yatıyor kutusunda.
Pencere açık.
Dışarda şehir –
ayışıklı uykusunda.
Odada ikimiz.
Konuşuyor o:
-“İsterdim ki ben,
bir kitap bekçisi olayım
camları güneşli bir kitap evinde.
Duyduğum zevklerin en doyulmazıdır –
yıldızlı cenup denizlerinin alevinde
sabahlar gibi
sevilen bir kitap başında sabahlamak….”
Kitaplar, kitaplar,
Puşkinden Mayakofskiye kadar
şiir kitapları.
Felsefe – Diyalektik Materyalizm.
İktisat – Dört cilt Kapital.
Gözler.
Kocaman, berrak, iri,
iki mavi damla gibi gözleri.
Duvarda bir tabanca –
N A G A N T ..
Pencere açık.
Dışarda yaz.
Gözler.
Yüzü beyaz.
İkimiz.
Konuşuyor o:
-“Öldürüyorum.
Öldürüyorum.
Öldürüyorum.
Boşalan bir çuval gibi devrildiklerini görüyorum.
İş ağır.
Fakat….”
Duvarda bir tabanca –
N A G A N T ..
İkimiz.
Konuşuyor o:
-“Kalbini, kellesini, bağrını
– TEK KELİME –
inkilaba verenler
taşırlar bizde yükün en ağırını.
Öldürüyorum.
Devrildiklerini görüyorum…
Halbuki ben
çocuklarımız el ele tutuşup dönerken
şarkılarımı….
Ben..
Bir kitap evinde…
Yıldızlı cenup denizlerinin alevinde
sabahlar gibi
sevilen bir kitap başında sabahlayım…”
Yüzü beyaz.
Pencere açık.
Gece.
Yaz..
Nazım Hikmet RAN