Ziya-yı şemse kapanmış bütün deriçeleri
Bir öyle hücreye benzer ki ömrümün kederi.
Gubar-ı ye’s ü fena sinmiş orda elvana
Emel, heves bırakılmış sükut u nisyana.
Bütün hadayık-ı histen o toplanan ezhar
Uyur mekaabir-i minada bi-ümid-i bahar.
Bu penbe gül, bu gül ağır ağır erimiş
Üzerlerinde değiştikçe her mükedder kış.
Ocak harab ü tehi, lamba kimsesiz, a’ma
Bu samt-ı haste eder hüzn ü uzleti ima.
Soluk cidara asılmış, durur garik-i melal
O çehreler ki uyur gözlerinde eski hayal…
O eski hücreye benzer ki ömrümün kederi
Çekilmiş ufk-ı teselliye karşı perdeleri…
Ahmet HAŞİM