sen hainsin hasan , hasan sen
ölüler evlerden morga
morgtan mezarlara giderken
hasan
kendini mavi sanıp
masmavi sanıp
mavinin uzak bir kıyısında
büyük gürültünün tam ortasında
hasan sen
açların kanı pompalarla çekilirken
çıktığın yerdeki orman
aslında denizden almıştır sesini
kararmış bir toprağın bitki örtüsü
kederlendirir baktığın suyu
içtiğin suyu nemlendirmez bile
hayatın hain bir ayraçtır katıldığın konuya
hasan
hasan , mutluluktur senin adın
nasıl oluyorsa o anlamda
bir gün ısıtılmış bir tabakta
bir gün serin bir yatakta
kanların ve mutsuzluğun sağladığı,
hasan
o nasılsa işte mutluluktur
hasan , hasan oğlu hasan
yarım dönmeli ve doğuya bakmalı
güneştir sabahı çağırır
ışık tutar geceye
alacakaranlığın küçük hüznü
öfkeye dönüşür bir yürekte
kamçı parlar
alacakaranlığın küçük hüznü yapışır bir ağacın köklerine
köklerine hasan
emzirir onu.
hasan , sonuncu hasan
sözgelimi mustafa’nın kardeşi olan hasan
ölülerin de gözleri vardır hasan
beyaz da çirkin olabilir
sakindir uzay ve karnı toktur
her şeyi hazırlamıştır
beklemekten başka yapacak işi yoktur
sen hasan
sen hasan
senin hiç başka işin yoktur
mutluluktan başka
mutlu ol hasan
Turgut UYAR