Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Salı, Aralık 24, 2024
No menu items!

DONNA CLARA

Dolaşıyor bahçede akşam vakti
Belediye başkanının kızı.
Davul, boru sesleri
Şatodan gelen yankı.

“Sıkıyor beni danslar,
İltifatlar aygın baygın;
Beni güneşe banzeten
Şövalyeyi gördüm göreli
Katlanamıyorum hiçbirine

Ay ışığında ezgileri
Çekti beni pencereye;
O şövalyeyi gördüm göreli
Katlanamıyorum hiçbirine

İnce, uzun, yiğit duruyordu,
Solgun, soylu yüzünde gözleri
İki ışık pınarı
Sanki Georgen’e benziyordu.”

Bunları düşündü Donna Clara
Ve baktı önüne;
Kaldırdı başını, ne görsün,
Karşısında güzel, meçhul şövalye.

El ele, sevgiler fısıldaşarak
Gezindiler ay ışığında;
Okşar gibi esiyordu meltem,
Masalların selamı güllerde.

Güllerde masalların selamı,
Aşk elçileri gibi kızarmış güller-
– “Fakat, söyle güzelim, birdenbire
Yüzün böyle neden kızardı?”

-“Sivrisinekler soktu, sevgilim;
Öyle nefret ederim ki
Yaz ayları onlardan
Yahudi çeteleri sanki.”

– “Bırak sinekleri, Yahudileri!”
Dedi şövalye okşayarak;
Düşüyordu badem ağaçlarından
Beyaz, yüzlerce yaprak.

Beyaz, yüzlerce yaprak
Saçıyordu kokularını-
-“Fakat söyle güzelim,
Kalbinde başkası var mı?”

– “Ben seni seviyorum, sevgilim,
Ant içerim İsa’ya;
O İsa’yı ki; Yahudiler
Öldürdüler alçakça.”

– “Bırak İsa’yı, Yahudileri!”
Dedi şövalye okşayarak;
uzakta ışıklar içinde bir sürü
Rüyada gibi, beyaz zambak.

Işıklar içinde bir sürü zambak
Bakıyordu yıldızlara yukarı
“Fakat, söyle güzelim,
Ettiğin yemin gerçek mi?”

– “Bende hiç yalan yok, sevgilim,
Nasıl ki bağrımda tek damla kan
Yoksa ne pis Yahudiler,
Ne de zencilerden.”

– “Bırak zencileri, Yahudileri!”
Dedi şövalye okşayarak
Ve götürdü başkanın kızını,
Mersin dallarından bir çardak,

Yumuşacak bir sevda ağıyla
Sardı onları gizlice;
Kısa konuşmalar, uzun öpüşmeler,
Kaynaştı kalpler iç içe.

Bir düğün şarkısı gibi
Tatlı baygın şakıyordu bülbül;
Kalkmış gibi meşalelerle dansa,
Sekiyordu toprakta ateşböcekleri.

Sessizleşti çardak,
Duyulmada gizli, hafif
Fısıltısı akıllı mersinlerin
Ve çiçeklerin soluması ancak.

İşitildi şatodan ansızın
Davul, boru sesleri.
Sıyrıldı kollarından şövalyenin,
Clara, uyanarak.

– “Dinle sevgilim, beni çağırıyorlar,
Fakat ayrılmadan önce,
Bunca zaman sakladığın
O güzel adını söyle!”

Neşeli, gülümsedi şövalye,
Clara’nın parmaklarından öptü,
Öptü dudaklarından, alnından,
Söyledi sonunda şu sözleri;

– “Ben, Sennora… Sevgiliniz.
O herkesin övdüğü,
Saragosalı ünlü hukukçu
Yahudi’nin oğlu.”

Heinrich HEİNE

Çeviri: Behçet Necatigil

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments