İnkâr ve kabul, gece ve gökyüzü, imkân ve acı
Büyük cezaymışsın özgürlük, öğrendim sonunda.
Beni bir gölge doğurdu sudan ağaçtan rüzgârdan eksik
Gittim ki benden yapılmış boşluktu her yer.
Geniş zamanlı sözler söyledim inanıp güzelliğe
Eyvah ki kalbin minesi akşamla soldu.
Bir eksikmiş suların gittiği, ne kadar akarsa
Herkes ne çok severmiş seni mutsuzluk.
Oturdum kirpiklerden ayetler indirdim aşka
Ey aralık kapıların Tanrısı, dünya senin nen olur.
Uzun çarşılarda bulanık adamlar, sevmesem de
Gelip ağzımda harf harf yalnızlık açarlar.
Ey kendine acımaktan yapılmış sevgi
Nerden bulalım seni özgür kılacak geçmişi.
Yaşamak diye gittim kaç kez unuttum zamanı
Önümde bir tabut ardımda bir mezarlık.
Ayna kırıldı. Işık yok. Yalnızlık bitti.
Sen en büyüksün ey kutsal kalabalık!
Ardıç ağaçları… Bana da bir kuş, kaderinizden
Yoksa yapraklarınızdan bir musalla taşı…
Şükrü ERBAŞ