uçucu ufuklar edindilerdi
geçici tutkuların
röprodüksiyonlarını astılardı duvarlarına
gerçek ufukların tutkulu aktörleri
sahne alınca
kişiliklerinin tantanalı dekorlarına
dolandı ayakları
yarım ağızla isyan ederlerdi
diğer yarımıyla
anlayış ve merhamet dilenirlerdi
ne düşmanları
ne dostları saygı duyardı
dimdik yürüyemezlerdi
ne dirilerin ne de ölülerin önünde
hatta çoğu kez
kendileri bile katlanamazlardı
kendilerine
kendisi olmayı
geç de olsa keşfetmenin
erdemi ve görgüsüzlüğüyle
nietzsche’nin savaş üssü
freud’un kerhanesi
dianysos’un meyhanesi arasında
sürtüp durdular günlerce
bilinçaltlarındaki
id’leri ve öd’leri salıverdiler sonunda
eski arkadaşlarının
kafataslarında şarap içip
bütün girinti ve çıkıntıları denediler
kendilerinde
nihayet
karşı tarafa geçip
eksiğine bozdurduklarında değerlerini
biat edip kendiliğindenliğin
o muhteşem ve büyülü gücüne
timsah gözyaşları dökmek bile
gelmemişti akıllarına
şimdi bütün aynalarda
sefil bir zebani gülümsüyor
yüzlerine
öcünü alıyor
hakikat oyunlarıyla geçen yılların
Fettah KÖLELİ