İçine yeşil güneş atılmış uzak bir ırmakta
Oturdum bir dalgaya hiç sıkılmadan
Geceyi yıldızları kutluyordu ağaçlar
Belgin gördüm çırılçıplak gecede
Çırılçıplak gecede ne kadındı
Yüzün gösterdi bana çırılçıplak göründü
Yoksulluğun amansız kurallarından
Geçkin güzelliği daha sıkıydı
Çocukça giyimi kuşamıyla doğa
Ölmez gereçlerini kullanıyor ona karşı
Denizden mermerden tuzdan
Karşısında donuklaşıyordu köreliyordu
Göğün elmas’ı
Güzellik olup da
Kumdan köpükten alacakaranlıktan
Ama bir güzellik ki
Etten dilden yanaktan
Mevsimlerin firesi tomurcuk bir güzellik
Yitiyordu bu güzellik şöyle böyle karşılaşmalarda
Ayrıktan daha kötü birliktekileri
Ayırdım sevişenleri
Yalnızlığın türküsünü tutturdum onları kurtarmak için
Dilim dilim böldüm dudaklarını
İç-erinciyle söylenmiş bir yalanın kuruttum çiçekle
O taptaze yeşil gübreyi de
İyi uyunmamış gecelerin sabahlarını
Kurutmağa vakit buldum
Güldürdüm de ama en acılı oyuncuları
…
Alay malay yok ortada
Açıkta her şey yanılmağa gelmez
Hiç hesapta yoktu ama öğleyin
Geceleyin iliklerime işledi soğuk
Koyulmuştum ya hani o ırmağın akışına
Yaşıyorum yeryüzü ürünleriyle
Bana düşen payı alıyorum herbirinden
Doğmak varolmak yolumu gösteren ışık
Güneyin kuzeyin kişileri
Bir çizgiye getirir çıplaklık hepinizi
Sarmaş dolaş olmuşuz biz bize
Bir kadından doğmuşuz besbelli
Bu işte çocukluğumuzda biten ot
Paul ELUARD