sahip kalk! ben senin yüzünün inkârıyım işte!
zamanın astarıyla eteğini öpenlerden değilim
hırkana bekçilik etmek için gelmedim tahtına
ben ruhumun suyuyla gövdemin güllerini
gözlerimin denizine indirirken ölenlerdenim!
işte bu, mürekkebin mühründen oyulmuş harfimdir!
git! ellerimin kuyusuna inecek bir ben getir bana
tahammül tahtından indir üstümdeki lehçeyi
bana derisi yüzülmüş dizeler getir bana nesîmi
bana ey sefil selef! bana halef zehri ver hadi!
çıkmak istiyorum dilinin çarmıhına çakılı bu odadan!
Veysi ERDOĞAN