yukarıya doğru yürüdüm, epeydir böyle
otların içinden: Kekik, pıtrak, diken
kokuyor gece uzun uzun düşen çiy
güneş henüz yok, ıslak gün
nemli toprak bulaşıyor paçalarıma
aldırmıyorum nicedir uzaklaştığım yere
günlerce böyle dalgın kendi halimde, baktım
şimdi geldiğim yeri eskiden tasarlamayan kendime
hangimiz hangimize gölge, ve dargın diye
eğildim kendime baktım
otların içinde biri pıtrak, biri diken
hangisi diğeriyle özdeşti, hangisi değil
biri geçmişti, diğeri onu diken
(Beni Hiç Göremezsin’den)