İnsan seslerine tutunarak ilerliyorum
Kollarım alabildiğine açık
Yuvarlanmamak için uçuruma
İnsan seslerine tutunarak ilerliyorum
Yolumu yitirmemek için
Boğucu karanlıkta
Kızımın sesi `anne` diyen
`i` gibi incelterek `e` sesini
Babacığım derken kırık dökük
Ve öğrendiği ilk filleri sıralarken
O henüz dalında ham bir meyve gibi ses
Tutkulu,güvensiz,birden tizleşen
Karımın sesi,gülümseyiş gibi umutlu
Ve bir kızkardeş sesi gibi sevecenlikle dolu
Telefondaki sesi babamın
Kısık,uzakta,ama can kadar yakın
Gurbetteki kardeşlerimin sesleri
Ansızın bir selam gibi ulaşan
Çocukluğu
Ve daha nice şeyleri ışıldatan
Unuttuğum sesi annemin
Bazen düşlerimde çınlayan
Ve dostların sesi,bunaldığımda
Dokunurcasına duymak istediğim
Yolumu yitirmemek için
Yitip gitmemek için boğuntuda
`Kendine iyi bak` diyen sesler
`Nasılsın` diyen sesler
Kaygılı,dostça çınıltılı,ince kalın,boğuk ya da tiz
Kendimi en kötü duyumsadığım zamanlarda
Duymak istediğim o sesler
Tutunarak güven duyduğum
Birlikte bir karanlığı geçtiğimiz…
(Temmuz 1981)
Ataol Behramoğlu