Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cuma, Kasım 22, 2024
No menu items!

HAKSIZLIK

 

Benim kim olduğumu bilen senin kim olduğunu da bilecek,
nasılı da, nerdeyi de.
Ansızın dokundum bütün haksızlığa.
Açlık yalnızca açlık değildi,
ölçüsüydü insanın.
Soğuk da, rüzgâr da ölçüydü.
Ayaktaki insan acıktı yüz kez ve yere devrildi.

Yüz soğuk çağında gömdüler Pedro’yu.
Zavallı ev bir rüzgârın uzayışınca dayandı.
Santimetre ve gram ne, az sonra anladım,
kaşık ve yer ölçüyordu açgözlülüğü,
ve bir deliğe devriliyordu kıstırılmış insan
ansızın, ve orada artık bilmiyordu hiçbir şeyi.
Hiçbir şeyi, ama orasıydı işte asıl yer,
prensçe lûtuf, armağan, aydınlık, yaşam,
soğuktan, açlıktan acı çekmek demekti buysa,
kundurasız olmak ve titremek
yargıçın önünde, başkasının önünde,
kılıçlı ya da mürekkep hokkalı bir başkasının
ve böylece, itile kakıla, oyup keserek,
dikiş dikip ekmek pişirerek, buğday ekerek,
çekiçleyerek tahta isteyen her çiviyi
bir barsağa gömülür gibi yere gömülüp
çıkarmak üzere, el yordamıyla, çıtırdayan kömürü
ve, dahası, en başına varıp ırmakların, sıradağların,
at sırtında koşturup, tekneler geçirip sudan,
tuğlayı pişirir, camı üfler, çamaşırı yıkarken
öyle işlerdi ki bütün bunlar
yeni kurulmuş bir ülke dense yeriydi
salkımında parlayan üzüm tanesi gibi,
insan mutlu olmaya karar verdiği zaman,
ama gerçek değildi bu. Sonunda, buldum
mutsuzluğun yasasını,
o kanlı, altın tahtı,
çöpçatan özgürlüğü,
sığınaksız yurdu,
yaralı ve yorgun yüreği,
gözyaşları akmayan ölülerin yakınma uğultusunu,
kuru, düşen taşlara benzeyen ölülerin.
İşte o zaman kurtuldum çocuk olmaktan,
anlamıştım ki halkıma verilmiyordu
yaşama izni,
çok görülüyordu mezar bile.

Kara Ada Şiirleri / Çev: Said Maden

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments