Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cuma, Kasım 22, 2024
No menu items!
Ana SayfaErkan Küçük (Makale)Tehlikeli Oyunlar | Erkan Küçük

Tehlikeli Oyunlar | Erkan Küçük

Bir süredir, Oğuz Atay’ın “Tehlikeli Oyunlar” adlı romanından tiyatroya uyarladıkları aynı adlı oyunu “Seyyar Sahne” tiyatro grubu sahneliyor. Oğuz Atay’ın 1973 yılında yayınladığı romanı Oğuz Arıcı’nın dramaturgluğunda oyunlaştırılmış. Yönetmenliğini Celal Mordeniz yapıyor. Bu tek kişilik oyunda Hikmet Benol karakterini enerjisi ve yeteneğiyle kendini gösteren Erdem Şenocak canlandırıyor. Her şey, romanın ve dolayısıyla oyunun kahramanı Hikmet’in anlatısı üzerine kuruluyor.

Romanı okuyanlar bilir, Hikmet kendi çevresini, ilişkilerini ve yaşadıklarını anlatırken okuyucular olarak bizim usumuzun ayakları tam olarak gerçekliğin zeminine basmaz. Sık sık “gerçekten bu karakter var mı? Anlatılan şeyler yaşandı mı?” türünden sorular sorarız. Bu haliyle, sanki Hikmet’in kurguladığı bir oyun alanında yolumuzu bulmaya çalışan kobaylar gibiyizdir. Var olan deliliğin kaygan yüzeyinde yürümek tehlikeli ve zordur. Oyunda ki tek dekor unsuru diyebileceğimiz iki adet salıncak, sanki bu sabit olmayan, yer değiştiren anlamın göstergesi gibidir. Hikmet’in kendi zihinsel dünyasında, oyun evreni içinde yaratılan kurgunun izleyicisi durumundayızdır.

Oyunun bu biçimi gündelik ve bize benimsetilen sıradan algımızı iğneler. Bu yolla her gün bir parçası olduğumuz oyunların açığa çıkıp, görünür kılınması sağlanır. Burada Hikmet, kendi hayat oyunları üzerinden hepimizin sahteliklerini işaret eder. Oyunun ve de ironinin zaman zaman çekiçle kafamıza vurarak aslında ne gibi oyunların parçası  olduğumuzu bize haykıran anlatısı, komedi ile trajedi arasında oturan bir anlatıdır. Yaşantının söz ile dile getirilip, beden ile gözler önüne serilmesi dışsal alanda bir mizah yaratırken bilinçte yarattığı farkındalıkla izleyiciye kendi trajik maskesini gösterir. Algılayan açısından oyun pek çok hakikat göstergesine sahiplik eder. 

Bu oyunda da benim ilk dikkatimi çeken gösterge bir kaç karakterin adı oldu. Özellikle ana karakter Hikmet, onun karısı Sevgi ve sevgilisi Bilge. Entelektüel küçük burjuva aydın konumundaki Hikmet, geçmişinden kaynaklı sevgi eksikliği içindeki sorunlu Sevgi’yle, felsefeci Bilge arasında bir git gel içindedir. Bir yanda evliliğin sıradan ve sıkıcılığı içinde boğulurken diğer yanda arzularının peşinde Bilge’yi elde etmeye çalışır. Ancak ne sevgi ne bilgelik durumu yaşamın sahteliğini, oyunlarla döşenmiş yapısını aşmayı sağlamaz. Bize gerçekliğin gören gözleriyle seslenen Hikmet gerçekliğin yapaylığını bilme marifetinden kaynaklı olarak, hakiki yaşama asla ulaşamayacaktır. Bu, arada kalmış aydının, trajik hayatıdır. 

Küçük burjuva aydının en absürd sembolü olarak Mütercim Arif’i anmak gerekiyor. Zira hem oyunda hem de romanda adı zikredilen bu “bilge” kişi boş lafazanlığıyla,ağdalı lügatin arkasına sığınıp entelektüellik yaptığını sanan günümüzde de karşımıza çok sıkça çıkan bir tiptir. Oğuz Atay acımasız hicviyle aramızdakileri bize göstermeyi iyi başarır.

Size tavsiyem oyunu bir an önce görmeniz. Zira bu oyun benim son zamanlarda izlediğim en güzel oyundu. Sizlerin de seveceğinden eminim. Oyun tek kişilik olmasına karşın enerjisinden, eğlendiriciliğinden bir dakika olsun kaybetmeden kendini izlettirmeyi başarıyor. Ben buradan oyunda emeği geçenleri kutluyorum.

No: seyyar sahne’nin oyun tarihleri hakkında bilgi almak için web sitesini ziyaret edebilirsiniz. http://www.seyyarsahne.com/index.php

ERKAN KÜÇÜK

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments