Aşk’a çarpa yalpalaya öpüşüyoruz
ancak duvarlar barikat şehvetimize
nemli bir alfabeyle başlıyor ağzın
ağzın ki kırmızı bir kelebek konmuş yüzüne
ah ki serçeler kanat çırpıyor can kafesimde
serçelerle öptüm seni düşlerinin ince yerinden
iki demet papatyadır koynunda memelerin
açar ansızın ağzımın göğüne karşı
sonra memelerin dalgın bir nehir
ağzımın denizlerine dökülen
ağzımla çizerim tenine mor haritasını şehvetin
ah ki serçeler kanat çırpıyor can kafesimde
serçelerle öptüm seni düşlerinin ince yerinden