Bugün surur-u sadetten işte mehcurum,
Sürüklenir, gam içinde bu ömr-ü makhurum
Sürüklenir dururum ah, sürüklenir dururum,
Bu hal-i zarıma baktıkça eşk-i rîz olurum.
Bilir misin bu hayatı niçin sürüklüyorum?
Bırakmamak için öksüz seni, yetim yavrum.
Sürüklenirim bu sefil ömrümü meraretle,
Yazık ki bir nefes alamam huzu-ru rahatle,
Uzun, uzun seneler hep geçer sefaletle,
Geçerken her saatim böyle bin feIâketle:
Bilir misin bu hayatı niçin sürüklüyorum?
Bırakmamak için öksüz seni, yetim yavrum,
Sürüklenir, dururum, ağlarım, perişanım,
Demir mi, taş mı neden halk olunmuş insanım?
Cihana geldiğime bin kere pişmanım,
Azab içinde geçer her dakikam her anım,
Bilir misin bu hayatı niçin sürüklüyorum?
Bırakmamak için öksüz seni, yetim yavrum.
Seni saadet içinde yaşatmak isterken,
Bahar-ı aşkımızı hep seninle süslerken,
Baban veda-ı cihan etti böyle pek erken,
Ömür ne istedi bilmem bu gamlı maderden?
Bu gamlı, semli hayattan acep ne bekliyorum?
Senin için bu sefil ömrümü sürüklüyorum.
Ölürsem öksüz olursun, dudakların gülmez,
Bugün seni tanıyanlar o günde hiç bilmez,
Şirişk-i matemini kimse lütfedip silmez.
Teessürün oğlum, gözyaşın da eksilmez,
Bilir misin bu hayatı niçin süründürüyorum?
Bırakmamak için öksüz seni, yetim yavru.
Güler mi kahr-ı sefaletle bak, güler mi lebim
Geçer mi yılda bir olsun sururla ruzu şeb?
Seni getirmeye dünyaya çünkü ben sebebim,
Bilir misin nedir Haktan senin için talebim?
Evet bilir misin her an acep ne istiyorum:
Hüda bırakamasın öksüz seni yetnım yavrum.
Ağır yük haline geldi, taşınmaz oldu hayat,
Felek cefa eder her an ben eyledikçe sebat
Bu hale sabrederim başka yok tarik-i Necat,
Sürüklenir, dururum hep senin için heyhat!
Bilir misisin bu hayatı niçin sürüklüyorum,
Bırakmamak için öksüz seni, yetim yavrum.
Elemlerimle sakın olma mustarip meleğim,
Üzülme, solma, harab olma sevgili çiçeğim,
Benim gamım bana kâfi değil mi gözbebeğim?
Seni görünce mükedder, dayanmıyor yüreğim
Bilir misin bu hayatı niçin sürüklüyorum,
Bırakmamak için öksüz seni, yetim yavrum.
Değil mi vasıl acep, sem’i Hakka feryadım?
Ki, böyle fakr-u zaruret içinde berbadım,
Benimle sen gülüyorsun, seninle ben şadım,
Ölürsem öksüz olursun zavallı evladım!
Bilir misin bu hayatı niçin sürüklüyorum?
Bırakmamak için öksüz seni, yetim yavrum.
Ölürsem öksüz olursun, kalırsın aç, öryan,
Geçer senin de her anın garîk’u ahi figan
Senin de karşına çıkmaz vefalı bir insan,
Bu son felâketi göstermesin sana Yezdan,
Bilir misin nedir haktan senin için dileğini,
Hüdâ bırakmam öksüz seni, yetim meleğim!
Yaşar Nezihe BÜKÜLMEZ