Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Perşembe, Ekim 17, 2024
No menu items!
Ana SayfaFelsefeFelsefe (Genel)André Gorz’un Ölümü ve İntiharın Etiğine Dair

André Gorz’un Ölümü ve İntiharın Etiğine Dair

Fransız Filozof André Gorz, eşi ile birlikte Vosnon köyünde intihar etti. Hasta eşinin giderek ağırlaşan sağlığı karşısında acı çeken düşünür evinde eşi ile birlikte yan yana ölü olarak bulundu.

Nouvel Observateur dergisinin kurucularından politik ekoloji teorisyeni 84 yaşındaki filozof André Gorz’un eşi ile birlikte Aube bölgesindeki Vosnon’da bulunan evinde intihar ettiği belirtildi.

Yaşamı boyunca çok sayıda önemli esere imza atan Gorz, 1923 yılında Gerard Horst ismi ile Viyana’da Yahudi bir baba ve Katolik bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1946 yılında Lozan’da Sartre ile karşılaşan Gorz, 1946’da evlendi ve Paris’e yerleşti. 1964 yılında Michel Bosquet adı ile ortaya çıkan Gorz, politik ekoloji ve antikapitalist düşünür olarak değerlendiriliyor. Gorz ayrıca Ekoloji ve Politika, Ekoloji ve Özgürlük gibi kitapları ile de tanınıyor.

Gorz, “onların ve bizim ekolojimizi” tanımlarken, “Ekoloji, ilk etapta tıpkı genel seçimler ve bir Pazar dinlenmesi gibidir, düzenin tüm burjuvaları ve partizanları onların yıkımını, anarşinin zaferi ve gericiliği istediğinizi söyler. Sonra ikinci bir aşamada, şeylerin gücü ve halk baskısı dayanılmaz olunca, size dün reddettikleri verilir ve temelde bir şey değişmez” diyor.

Gazetecilik de yapan Gorz, 1946’da Sartre’ın önsözünü yazdığı İhanetçi kitabına imza attı. 1961 yılında Modern Zamanlar Komitesi’ne girdi, 1964’te Jean Daniel ile birlikte Nouvel Observateur dergisini kurdu. 1980 yılına Elveda Proletarya kitabı çıkan Gorz, kapitalizm, sosyalizm, ahlaki değerler, ekoloji ve siyaset üzerine çok sayıda kitap yazdı.

Gorz, 1983 yılında Troyes kentinin 35 km uzağındaki Vosnon köyünde hasta eşi ile birlikte emekliliğe ayrıldı. Bir arkadaşı pazartesi sabahı Gorz ve eşi Dorine’nin yaşadığı dramı fark etti. Kapısının üzerinde jandarmaya verilmesi gerektiğini belirten bir not buldu. André Gorz ve eşi içerde yan yana yatıyordu.

Gorz’un yakınlarına yazdığı mektuplar evinde bulundu. İntiharından birkaç gün önce André Gorz bir arkadaşında eşinin giderek kötüleşen sağlığı karşısında duyduğu acıyı anlatmış. Vosnon köyünde Gorz çifti sade ve misafirperver olarak tanınıyor.

Gorz’un eşi ile ilişkisini anlattığı Bir aşkın hikayesi adlı kitabı 2006 yılında Galilée yayınlarından çıktı. Gorz’un bu kitabı eşine yazılmış bir mektup gibi. Filozof Gorz eşine şunları yazıyordu: “82 yaşına gireceksin. 6 santimetre küçüldün, sadece 45 kilogram ağırlığındasın ve halen de güzelsin, zarifsin ve arzu edilebilirsin. 47 yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden daha fazla seviyorum. Kısa bir süre önce sana yeniden aşık oldum.”

Çok az sayıda kitap birkaç cümle ile bir aşk hikayesini bu denli duygu ve yaşam yüklü anlatıyor. Bu mektup acı çeken ve yakında hayata veda edeceği bilinen bir kadına yazılmıştı. Bu ölüm yazan ve okuyan için de kabul edilemezdi. Gorz, öngörülen bu ölümde eşini yalnız bırakmayarak yaşamda olduğu gibi ölümde de yanında oldu. (vurgular bana aittir.)

Bu haber, bir yönüyle akciğer kanserine yakalanıp gırtlağında ciddi problemleri olan ve sesini yitiren sigara tiryakisi Deleuze’un evinin penceresinden kendini atışı hatırlattı ister istemez. Bunun haricinde Woody Allen’ın dahiyane filmlerinden 1989 yapımlı Crimes and Misdemeanors’da Cliff’in (Allen’ın canlandırdığı karakterin) röportaj yaptığı; ölmeden önce hayata ve aşka dair olumlu ve iyimser laflar eden bir filozof, hiç beklenmedik bir anda intihar ettiğinde Cliff, şaşkınlığını ve üzüntüsünü şöyle haykrıyordu:

“Bu da ne demek oluyor şimdi? Adam gibi bir entellektüeldi. Benim rol modelimdi, en azından bir not bırakabilirdi… Günbegün, hayata Evet diyen bir adam, şimdi kalkmış birdenbire Hayır diyor.”

Deleuze’un ölümünün 1995’te, filmin çekiminden 6 yıl sonra olması ayrıca dikkat çekici… Filmde Cliff’de şok yaratan Gerçek intiharın aksine; Gorz, 82 yaşındaki sevgilisinin hastalığına dayanamayarak onunla birlikte ölmeyi tercih etti. Hem de son sözlerinde aşk’ını çarpıcı bir şekilde ifade ederek, arkadaşlarına mektuplar bırakarak… İntiharı dahi sembolikleştirerek, Gerçek’in uçurumundan geçmeyi kabul etmeyen bir hatta yaşamını sonlandırdı.

Ölüm, Gorz’unkine benzer şekilde estetik kılınmalı mıdır? Yoksa Allen’ın filmindeki filozofun tek başına ölümü daha mı etiktir? Yaşama son nefeslerini verirken dahi güzel sözcükler bırakmadan elveda etmek, Gerçek’in imbiğinden geçerek ölmekse eğer; filmdeki filozofun intiharının şokunu atlatmak mümkün değilken, Gorz’un cenaze namazını kılmaya gerek bile yoktur.

 

Kaynak:ANF

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments