Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cumartesi, Kasım 23, 2024
No menu items!

O VE AKSAKALLILAR

 

Yeşil selviler, beyaz mezar taşları ve elyazma kitaplar vardı manzarada.
Gün akşama yakındı ve durgundu.

Bir yemiş sofrasının başında bağdaş kurmuş gibi
oturmuşlardı etrafına ibret aynasının.
Aksakalları bilgin, gözleri genç, elleri yorgundu,
ilhamlı, vahim ve dalgındılar.
O, birdenbire meclise geldi
dedi :
« İbret aynasından bakıp
çubuklarını yakıp
şerh ü izah edenler.
Değişmekte olanı görüp
içine girip
değiştirmektir hüner.
Ve sanmayın ki değişen başı boş bir oktur,
kanunu ve nizamı yoktur.
Ben, bilip bildiririm ki :
Rab ve kitap
ve saçı rüzgârda uçan «kahraman» değil,
(karanlık orman, tuzlanmamış deri,
budaklı lobut ve taş baltadan beri)
Onlar’dır büyük macerayı yapan.
Onlar ki toprakta karınca
suda balık
havada kuş  kadar
çokturlar.

Korkak, cesur
cahil, hakîm
ve çocukturlar.
Ve kahreden
yaratan ki Onlar’dır,
şarkılarımda yalnız Onlar’ın maceraları vardır…»

Nazım Hikmet RAN

RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments