Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Perşembe, Ekim 17, 2024
No menu items!

‘O’ ŞİİRİ

 

Bir hasta kadın, Dicle’nin üstünde her akşam
Bir hasta çocuk gezdirerek, çöllere gül-fâm
Sisler uzanırken, o senin doğmanı bekler.

Yorgun gibi mühmel duran âsûde ufuklar
Titrer, silinir… Dâmen-i şeb her şeyi saklar.
Iklîm-i hayâlâta bakan bir nazar-î dûr
Hüzniyle doğar necm-i mesâ sâkit ü mahmûr;
Bir mâlik üstünde yanar gizli ziyâlar;
Leylin bütün ezhârı semâlarda açarlar,
Leylin bütün ezhârı, bütün rûh-ı ziyâsı;
Bir nefha-i mechûlenin eşyâya temâsı,
Zulmetlerin esrârını baştan başa sallar,
Sen âh, doğarsın o zaman, mest ü ziyâdâr…
Sâhilleri sesiz dolaşan hasta leyâle,

Bir nûr-ı tesellî taşır alnındaki hâle;
Hattâ o soluk çehreye nûrun dokunurken,
Bir bûseye benzerdi ki gelmiş ona senden,
Nehrin gece, rüyâ ve serâirle boğulmuş,
Ufkunda tahassürler okur gam-zede bir kuş.
Bir giryeli ses –belki kadın, belki de erkek-
Söyler gecenin şi’rine bir aşk, bir âhenk…

Nûrun dökülür, sâhil erir, karşıki yerler,
Bir hâb-ı münevverde hep eşkâlini gizler;
Simîn dumanlarda ölür rûh-ı menâzır,
Bir ra’şe-i zerrîn ile tâ karşıda yer yer,
Mahmûr ışıklar yüzer esrâr üzerinde,
Yorgun sular üstünde kanar bir şeb-i hande…

Her lerze, her âhenk bulut, hâb oluyorken,
Bir feyz-i umûmî-i ziyâdâr ile birden,
Sâkin soluyorken gece eşbâh ü avâlim,
Yalnız o ziyâlarda kahr ü muzlim.
Ey mâh cebînin o cebîn-î keder ü gam;
Altında o yorgun,o soluk heykel-i mâtem!..

Ahmet HAŞİM

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments