Göz göze bir geldik mi
Yalım yalım tutuşur kardan örtüler
Yaklaşan güneşin altında
Açar kollarını pencereler
İyiliğin yolları boyunca
Açılır kuşlar açılır eller
Günler açılır geceler açılır
Uçsuz bucaksız gökyüzünde
Açılır yıldızları çocukluğun
İnceden bir türkü ağızlarında
Göz göze bir geldik mi
Alır başını gider korku
Saklanır körpe çimenlerde
Ölü tapınaklarda böğürtlenler
Çekerler kuytu gölgeden yemişlerini
Kızıl kara ateşli
Şarabı köpürür toprağın
Uçan arıların başı döner
Köylüler der bir ağızdan
Böyle güzel yıl görmedikti
Göz göze bir geldik mi
Başlar damarlar boşalmaya
Öper dalgalar kumsalları
Aslanlar geyikler güvercinler
Bakarlar açık havaya içleri titrer
Görürler bahar gibi doğuşunu yavrunun
Can katar şehvete durmadan
Cömert ana verimli kadın
Gök toprak girer renkten renge
Doğuş karşı kor ölüme
Göz göze bir geldik mi
Tutuşur duvarlar geçmiş günlerle
Duvarlar yeni günlerle yanar
Dışarda toprak ana
Uzanır yatağında melek gibi
Yıkar gökyüzü şafakta
Çalgıcının gülen ağlayan yüzünü
Köleyle sultan başlar soyunmaya
Daldan yapraktan
Göz göze bir geldik mi
Sen güpegündüz ben karanlık gece
Bir fısıltı bir istek ne yana baksan
İlk ve son düş ha doğdu ha doğacak
Paul ELUARD
Çeviren: A.Kadir – A.Bezirci