Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cumartesi, Kasım 23, 2024
No menu items!

NUH’UN GÜVERCİNİ

ey nuh ! ben tufanım, tufanın kendisi
duyuyor musun kadim kanatlarımın sesini
her canlıdan birer çift almanı öğütleyen tanrı
demedi sana ruhumu neyin yatıştıracağını

koşuyor sular dairelerin içinde görüyor musun
kumlar balıklar yosunlar kayalar ağaçlar
imgen alt üst oldu gördüğüm düşle
gerekmez tanık evrende biçare biriken arzuya
anılarımızı anlatma diye kaç kez tembihledim
ağzımızda zeytin dalı tutulu seviştiğimiz güvercine
tufanda, tufandan önce ve kadim zamanlarca
inleyip çiçeklenen zeytini verme insanoğluna
ey nuh ! ben tufanım, tufanın kendisi
omurganda duyuyor musun sonsuzluğun sesini
çamurlu ayaklarını okuduğun güvercinin sırrıyım
gemine almadığın şiirin diyeti, hariçteki tek yolcu

doruğa bağla gemini, silahlarını at, ellerini kaldır
indir yaralı geminden canlıları, çoğal burada
sedirlerden ve volkanik taşlardan huğ kur ümmetine
göğü yere teğelleyen ıslak güneş belit olsun aramızda

göğsünde aşkın beneklerini taşıyan güvercini bana ver
gemiden ayrılmaya cesaret edebilen tek canlıyı bana ver
ben ki tufanım, ancak bir güvercinin yatıştırabildiği
ey nuh ! o, ki ödedi , tufanla sevişmenin, diyetini

gagasında zeytin yediğimiz dalın yeşili solmadan
ayaklarındaki çamuru kurumadan kalbinin, sana geldi
okuyasın diye, sırrını, sevdalı kanatlarımızın
dağın doruğu ve yerin engini senin olsun diye
ey nuh ! azad et güvercinimi, kadim yalnızlığımı !

Fettah KÖLELİ / Deliler Teknesi, sayı 19

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments