Kültür Sanat Edebiyat Felsefe
Cumartesi, Kasım 23, 2024
No menu items!

ÇAKIR

 

Altın saçlarını sıkıca tarar,
Sonra iki örgü yana bırakır;
Ayağında pembe dallı mor şalvar,
Taze gelin gibi süzülür Çakır…

Beyaz ellerine kına yaraşır,
Mavi gözleriyle bir içim sudur.
Efeler onu el üstünde taşır;
Köyün bir tanecik orospusudur.

Çakır´sız olamaz hiç bir eğlence
Herkesingönlünü kaplar çünkü sis…
Bazan mal olsa da iki üç gence,
Yine Çakır´ını ister her meclis…

Geniş meydanlarda yakılır çıra,
Çakır nazlı nazlı dokunur ´def´e…
Süt gibi rakıyı sunar Çakır´a
Gür bıyıklı, ateş gözlü bir efe…

gitgide açılır sırma cepkenler;
Kıllı göğüslerinden süzülür rakı.
Bazan birisinin bağrına girer,
Elma soymak için alınan çakı…

Çakır yılan gibi döner, kıvrılır
-Sırma saçlarında fildişi tarak-
Tabanca çekilir, bıçak sıyrılır,
O döner elini şıkırdatarak…

Yalnız bazı kere taze gelinler,
´Bize kocamızı ver! …diye inler…
O zaman Çakır´ın gözü doludur…

O zaman gözünün önüne gelen
Cepheden şehitlik alıp yükselen
İncecik bıyıklı bir yavukludur…

Sabahattin ALİ

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
RELATED ARTICLES

Most Popular

Recent Comments