Birçokları Darwin’in yaşama savaşı teorisini ve ona bağlanan ayıklanmaya dayanarak yarışmacı eğitimi destekliyorlar. Bazıları da sözde bilimsel çalışmalarla, ekonomik yarışma alanında tekler arasında yıkıcı bir savaşın zorunlu olduğunu ispatlamayı denediler. Ama doğru değildir bu görüş; çünkü insan yaşama savaşındaki gücünü toplum halinde yaşayan bir canlı varlık olmasına borçludur. Bir karınca yuvasında nasıl tek tek karıncaların birbiriyle savaşması, yaşamaları için zorunlu değilse, insan toplumunda da teklerin yaşamak için birbiriyle savaşmaları şart değildir.
Yaşamanın amacı kaba anlamıyla başarı olduğu inancını gençlere aşılatmaktan sakınmalıyız. Çünkü başarı kazanan bir insan başkalarından büyük pay alır ve bu pay çok kez onlara gördüğü hizmetin karşılığını kat kat aşar. Bir insanın değeri verdiğiyle ölçülür, alabileceğiyle değil.
Okulda ve hayatta çalışmanın en önemli dürtkeni çalışma zevki, yaptığını görme sevinci ve alınan sonucun toplum için değerini bilmedir. Gençlerde bu ruh güçlerini uyandırmak ve artırmak okulun başlıca işidir. Yalnız böylesi bir psikoloji temeline dayanarak insanlığın en yüce değerlerine ulaşma isteği ve sevinci yaratılabilir: O değerler de bilgi ve sanattır.
Şüphesiz bu dediğim verimli ruh yeteneklerini uyandırmak, zor kullanmaktan ya da kişisel tutkuyu dürtüklemekten daha güç bir iştir, ama bu yolun daha güç olması, daha değerli olmasına engel değildir. Önemli olan çocuğun oyun eğilimini, doğal olan kendini gösterme isteğini geliştirmek ve onu toplumun bütün iş alanlarına götürmektir. Böyle bir eğitimin temeli, sonu başarıya ve değerin bilinmesine varan bir çalışma isteğidir. Okul bu temele dayanıp çalışmayı başarırsa yeni kuşaklar ona büyük saygı gösterecekler ve okulun verdiği ödevleri bir çeşit armağan sayacaklardır. Ben okul zamanını tatil günlerinden daha çok seven çocuklar tanıdım.
Böylesi bir okul, öğretmenden kendi alanında bir çeşit sanatçı olmasını ister. Okulda bir havanın esmesi için ne yapılabilir? Bunun evrensel yolunu bulmak insanın hiç hasta olmamasına çare bulmak kadar zordur. Ama bu zorunlu koşulları bulmak mümkündür. İlk olarak, öğretmenlerin böylesi bir okulda yetişmiş olmaları gerekir. İkinci olarak, öğretmene öğreteceği şeyleri ve öğretme yollarını seçmekte büyük bir özgürlük verilmelidir. Çünkü zorlama ve dış baskı öğretmenin de iş görme sevincini öldürür…
Eğitimin Felsefesi | Albert EINSTEIN