Dördüncü konuşmamızda
(ben neredeyim?)
isa’dan önce bu kentte
bir karınca taciri
Günahkar bir hayalet için
(biraz ölüm)
uyluk kemiğiyle acı çekecek
saraylarında
Beşinci konuşmamızda
(anlatmak diye bir şey yoktur burada)
arsenik götüren bir uşak
efendisine
Vebalı gecelerden
(makasla kesilmiş sarı bir ay)
kurtulacaklarına
inanırlardı
Biz vaktinde ölmüş olduğumuz için
(satranç taşları gibi)
kireçlerden korkmuyorduk
bir de kudüs fareleri
bir de kudüs fareleri
Bir öyle fareler
bir öyle fareler
Ece AYHAN