sen miydin kapındaki düşküne dil uzatan
yaralı avuçlarını açmışken sana
dönüp arkasına bakmayan
bir gül kanayabilir elbet
kendi boynunu kırabilir karanfil
nehir bile akmaz olur
gözyaşına bulanınca bulutlar
sen miydin aşkı söyleyip de yaşayamayan
sevgilinin buğulu gözlerinde aşkı arayan
bir simyacı değil ki hayat, ey sevgili!
sözcükler dönüşmez dokunuşlara
sen sessizlik içinde kalbinle dokunmadıkça.