Gel yüzünü buruşturma bu akşamın
Bu güzel dostlar sofrasında
Acıyı doldurma tabaklara
Ölümden söz etmenin sırası değil
Dışarda yağmur yağıyor
Gözyaşını dökme bardaklara
Onlar ki güneşten fışkırdılar
Cemreyi yakalayıp zamandan
Suların kucağına bıraktılar
Toprak gibi düşündüler uzun uzun
Çatlamış tohumlarca gülüştüler
Bir tek yumruk indirdiler bulutlara
Oy civan ömrüm
Yağmur adına doluyla dövüştüler
Gel yüzünü buruşturma bu akşamın
Geçmişi geleceğin kollarına bırak
Doğanın bağrına koy bakışlarını
Yüreğini rüzgarla tazele
Ölmüş bir kavganın çoğaldığını
Bir başağın tanelerinden izle
De ki yeni başladı bu aşk
Bütün geçmişi bir kitapta gizle
Onlar ki yer altına gönüllü girdiler
Kömüre sevdirip kazmayı
Yeryüzüne aydınlık gönderdiler
Yürekleriyle ısıttılar evleri
Çocuklar üşümesin dediler
Yalnızca ekmek istediler kendilerine
Oy civan ömrüm
Tokluk adına açlığı bölüştüler
Gel yüzünü buruşturma bu akşam
Umuda batır çatalını
Ölenleri geri getirmez ki konuşmalar
Sabrı kaşıkla
Acıları yudumlamaya bak
Ölmekten daha zordur çünkü
Ölümleri yeniden yaşamak
Onlar ki gülü dalında sevdiler
Acıları barındırıp gönüllerinde
Sevmeyi sevilmeyi türkülediler
Mutsuzluk nedendir bilinsin
Mutluluk nedir görülsün istediler
Bir tek kibrit yaktılar karanlıkta
Oy civan ömrüm
Işık adına yangınla seviştiler
Adnan YÜCEL